Esas No: 2021/13440
Karar No: 2022/9468
Karar Tarihi: 27.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13440 Esas 2022/9468 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/13440 E. , 2022/9468 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında İtiraz Hakem Heyetince verilen 20/01/2021 tarih, 2020/İHK-28418 sayılı kararın , süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili;davalı ... şirketi nezdinde ... poliçesi ile sigortalı bulunan davacının yolcu olarak bulunduğu aracın, dava dışı araçla çarpışması neticesinde 27/05/2022 tarihinde meydana gelen trafik kazasında , müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, sigorta şirketine tazminat talebiyle yapmış oldukları başvurunun sonuçsuz kaldığını, beyanla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 08/01/2021 tarihli dilekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda talebini 92.125,08 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; Dava tarihi itibariyle 8 yıllık uzatılmış ceza zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiş; karara karşı davacı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine,İtiraz Hakem Heyetince;davacı vekilinin itirazının kabulüne, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına,başvurunun kabulü ile, 92.125,08-TL sürekli iş göremezlik tazminatının 31/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine ödenmesine,karar verilmiş, itiraz hakem heyeti kararı davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-) Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile işgöremezlik tazminat istemine ilişkindir.
6098 Sayılı TBK'nun 49. maddesi maddesinde haksız fiil tanımlanmış, TBK'nun değişik 72. maddesinde haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir.
Buna karşılık 2918 Sayılı KTK'nun 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Maddenin özellikle 2. fıkrasında "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa" ifadesi ile kanun koyucu taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3.kişi) yapmış olduğu fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağı ifade edilmiştir.
Görüldüğü gibi, TBK'nun 72. ve 2918 Sayılı KTK'nun 109/2. maddesindeki düzenlemeler, zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbirine paraleldir.
2918 Sayılı Kanun'un anılan madde hükmünde gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK'nun 5.6.2015 gün 2014/17-2198 2015/1495 sayılı kararı ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.)
26/3/2020 tarihli 31080 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un Geçici 1. maddesinin 2/a maddesinde a) Suç ve ceza, kabahat ve idari yaptırım ile disiplin hapsi ve tazyik hapsi için kanunlarda düzenlenen zamanaşımı süreleri” Covid 19 pandemisi nedeniyle uzayan süreler kapsamında değerlendirilmemiş; istisnalar kısmında değerlendirilmiştir.
Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa; davaya konu trafik kazası 27/05/2017 tarihinde gerçekleşmiş, bu kaza sonucu Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri tarafından hazırlanan 13/07/2020 günlü heyet raporuna göre davacının beden gücü kaybı oranının %8,1 olduğunu tespit edilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre gelişen durumun varlığı ispat edilememiştir. Davalı zamanaşımı definde bulunulmuş, uyuşmazlık hakem heyetince davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; davacı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine itiraz hakem heyeti tarafından,başvuran tarafça sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine zaman aşımı durduğundan ve 09/09/2020 tarihinde STK'na başvuruda bulunulmuş olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin itirazlarının kabulü ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Oysa ki; davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün kusuru ile neden olduğu ve davacının %8,1 maluliyeti ile sonuçlanan trafik kazasının aynı zamanda 5237 sayılı TCK'nun 89/1 maddesinde düzenlenen ve Taksirle Yaralama olarak tanımlanan cezayı gerektiren eylem niteliğinde bulunması; bu eylemle ilgili ceza davasının TCK'nun 66/1-e maddesi uyarınca sekiz yıllık zamanaşımı süresine tabi olması; 2918 sayılı KTK'nun 109/2 maddesi uyarınca bu sürenin görülmekte olan maddi tazminat davası için de geçerli olması;Covid 19 pandemisi nedeniyle uzayan süreler de dahil edilerek hesaplansa dahi davanın olay tarihi üzerinden sekiz yıl geçtikten sonra 09/09/2020 tarihinde açılmış olması, sigorta şirketine yapılan başvurunun Türk Borçlar Kanunu 154. maddesinde sayılan zamanaşımını kesen nedenlerden birisi olmaması karşısında, somut olayda zamanaşımının gerçekleştiği açıktır.
Zira haksız fiil nedeniyle geçici veya sürekli iş gücü kaybına uğrayan kişi sonradan gelişen durumlar dışında haksız fiil tarihinden itibaren bedensel zarara uğramıştır. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan zarar haksız fiil tarihi itibariyle doğmuş olup bu andan itibaren mağdur zarar görmeye başlamıştır.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK öngörülen dava zamanaşımı süresi dikkate alındığında dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen zamanaşımı nedeni ile davanın reddi kararı doğru olup İtiraz Hakem Heyetince davacı vekilinin itirazlarının reddi ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının aynen icrasına karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı ... şirketi vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... şirketi vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 27/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.