Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/7756 Esas 2022/9507 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7756
Karar No: 2022/9507
Karar Tarihi: 27.06.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/7756 Esas 2022/9507 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, kendi müvekkili tarafından ödenen destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili için dava açmıştır. İlk derece mahkemesi davayı reddetmiş, davacı vekili ise istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiş ve kararın kesin olduğu gerekçesiyle davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar vermiştir. Ancak temyiz kesinlik sınırının hatalı yazılması ve davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun değildir. Bu nedenle, kararın düzeltildikten sonra onanması gerektiği kararlaştırılmıştır.
Kanun Maddeleri:
- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 167. maddesi
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a, 362/2 ve 370. maddeleri
- HMK 346/1 maddesi.
4. Hukuk Dairesi         2022/7756 E.  ,  2022/9507 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine bölge adliye mahkemesince kararın kesin olması sebebiyle davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair verilen 22/04/2022 tarihli ek kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, davacı nezdinde ... poliçesi olan motosiklet ile davalı ...... nezdinde ... poliçesi olan aracın karıştığı çift taraflı kazada, motosiklet sürücüsü ....’ın vefat ettiğini, sürücünün anne ve babasına 16/09/2019 tarihinde 92.271,75 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödediklerini, kazanın meydana gelmesinde karşı araç sürücüsü davalı ...’ın % 25 oranında, motosiklet sürücüsünün ise % 75 oranında kusurlu olduğunu belirterek motosiklet sürücüsünün anne ve babasına müvekkili tarafından ödenen 92.271,75 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminini talep etmiştir.
    Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    İlk derece mahkemesince, davacı ... tarafından, davalıların kusuruna tekabül eden tazminat tutarının müteselsil sorumluluk ilkesi uyarınca destekten yoksun kalanlara ödenmediği, davacının 6098 sayılı TBK'nun 167. maddesine istinaden destekten yoksun kalanlara ödediği tutarı iç ilişkide davalılardan rücu edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, 22/04/2022 tarihli ek karar ile istinaf incelemesine konu davanın rücuen tazminat davasına ilişkin olduğu ve dava değerinin karar tarihi itibariyle 6100 sayılı HMK'nun 362/1-a maddesi uyarınca temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL'nin altında kaldığı, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın miktar yönünden kesin nitelikte olduğu, temyiz yasa yolunun açık olmadığı gerekçesiyle HMK’nın 366. maddesi yollamasıyla 346/1 maddesi hükmü uyarınca davacı vekilinin 19/04/2022 tarihli temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi ek kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, bölge adliye mahkemesinin 22/04/2022 tarihli ek kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2) Davacı vekilinin ek karara ilişkin diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Dosyanın incelenmesinde; rücuen tazminat istemli davanın değerinin 92.271,75 TL olduğu, ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği, davacının istinaf yoluna başvurması üzerine bölge adliye mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine bölge adliye mahkemesinin 22/04/2022 tarihli ek karar ile kararın kesin nitelikte olması sebebiyle davacı vekilinin temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği, ek kararın davacı vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.
    Bölge adliye mahkemesinin asıl kararının tarihi 23/03/2022’dir. HMK’nın 362/1-a ve 362/2. maddeleri gereğince temyiz edenin sıfatına göre, hükmedilen ya da mahkemece kabul edilmeyen bölümünün miktar veya değeri Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle 107.090,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi kabil değildir. Her kadar bölge adliye mahkemesinin ek kararının gerekçe kısmında temyiz kesinlik sınırı hatalı olarak 78.630,00 TL olarak yazılmışsa da, sonuç itibariyle davacının temyiz ettiği kısmın 107.090,00 TL kesinlik sınırının altında kalmasına göre davacının temyiz dilekçesinin kesinlikten reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
    Buna rağmen Bölge Adliye Mahkemesince 22/04/2022 tarihli ek kararın gerekçe kısmında temyiz kesinlik sınırı hatalı olarak yazılmakla birlikte, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin kararın kesin olması nedeniyle reddi gerekirken, davacı vekilinin temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği görülmektedir.
    Şu durumda; temyiz kesinlik sınırının hatalı yazılması ve davacı vekilinin temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekirse de, belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370. maddesinin 2. fıkrası gereğince aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin 22/04/2022 tarihli ek kararının gerekçe kısmındaki “78.630,00 TL” ibaresinin çıkarılarak yerine “107.090,00 TL” ibaresinin yazılmasına, aynı kararın gerekçesinde ve hükmün 1 nolu fıkrasındaki “temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına” ibaresinin çıkarılarak yerine “temyiz başvurusunun
    kararın kesin olması nedeniyle reddine” ibaresinin yazılarak, kararın ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara