Esas No: 2021/11492
Karar No: 2022/9603
Karar Tarihi: 28.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11492 Esas 2022/9603 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/11492 E. , 2022/9603 K.Özet:
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti, davacının aracının davalıca genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucu hasarlandığını belirterek, 50.000 TL hasar bedeli ile 1.300 TL diagnoz ücretinin temerrüt tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvurunun kısmen kabulüne, 110.100 TL'nin 01/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmetmiştir. Ancak, aracın hasar tarihinden önceki hasar kayıtlarının da dikkate alınması gerektiği ve bu eksik inceleme nedeniyle kararın bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kararda, vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, fakat hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretinin altında kalması halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise Sigortacılık Kanunu'nun 30/17 maddesi ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesidir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kısmen kabulüne dair karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 13/05/2019 tarih 2019/İHK-4531 sayılı tarafların itirazlarının reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonu başvurusunda, davacıya ait aracın davalıca genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucu hasarlandığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000,00 TL hasar bedeli ile 1.300,00 TL diagnoz ücretinin temerrüt tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslahla talebini 120.696,57 TL hasar bedeli ve 1.300,00 TL diagnoz ücreti olarak belirlemiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kısmen kabulüne, 110.100,00 TL’nin 01/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine tarafların itirazlarının reddine karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince alınan 09.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda, davacının aracının hasar tarihindeki rayiç bedeli belirlenirken, aracın ağır hasar kaydının olmadığı, yetkili servisler, kasko değer listesi ile internet sitelerinde yapılan araştırmalar sonucunda aracın rayiç değerinin 200.000,00 TL olduğu, İtiraz Hakem Heyeti tarafından alınan 26.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda ise, davacının hasarlanan aracına ilişkin serbest piyasa verileri ile internet satış fiyatlarının araştırıldığı, araçta bulunan hasar kayıtları da dikkate alındığında 125.000,00 TL rayiç bedelinin olduğu, son alınan 08.05.2019 tarihli raporda ise, araçla ilgili yetkili satış servisleri, serbest piyasa ve internet ortamında yapılan araştırmalar sonucunda aracın rayiç değerinin 200.000,00 TL olduğu belirtilmiş ve bu bedel esas alınarak hasar bedeli hesaplanmış ise de hükme esasa alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Dosyanın incelenmesinde, davacıya ait araçta, kaza tarihinden önce meydana gelen 20.08.2016 tarihli kazada 10.748,00 TL, 13.09.2016 tarihli kazada 14.702,00 TL, 11.07.2017 tarihli kazada 88.000,00 TL ve 17.10.2017 tarihli kazada 8.000,00 TL’lik hasar kayıtlarının mevcudiyeti ve bu hasarların aracın rayiç değerini etkileyecek olması nedeniyle emsal araç piyasa araştırmalarının davaya konu araç gibi hasarlı araçlar dikkate alınarak yapılması gerekirken, hasarsız araçlara göre piyasa araştırması yapılmış olması doğru görülmemiştir.Davalının sorumlu olacağı gerçek zarar miktarının saptanması bakımından,yukarıda anıldığı üzere aracın hasar tarihinden önceki hasar miktarları da gözetilmek suretiyle rayiç bedelin belirlenmesi, bunun için konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden yen bir rapor alınarak aracın kaza tarihindeki hasar geçmişi gözetilmek suretiyle rayiç değerinin belirlenmesi, buna göre tamirinin ekonomik olup olmadığının tespiti ve tamiri ekonomik ise hasar onarım bedeline, tamirin ekonomik olmadığının tespiti halinde ise aracın piyasa rayiç değerinden sovtaj bedeli düşülerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken araçta bulunan geçmiş hasar kayıtları dikkate alınmaksızın hatalı rayiç bedel hesabı üzerinden eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Kabule göre, Sigortacılık Kanunu 30/17 maddesi ile 19/01/2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazete'de yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinde "Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretinin altında kalması halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 28/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.