Esas No: 2022/3317
Karar No: 2022/12823
Karar Tarihi: 20.06.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/3317 Esas 2022/12823 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2022/3317 E. , 2022/12823 K."İçtihat Metni"
Mala zarar verme suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 151/1. maddesi uyarınca 4 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Çanakkale 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/01/2012 tarihli ve 2007/336 esas, 2012/60 sayılı kararının, Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 03/02/2014 tarihli ve 2013/11098 esas, 2014/2469 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, hükümlü tarafından 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik doğrultusunda uyarlama yapılması talebi üzerine, hükmün infazının durdurulmasına ve dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine ilişkin Çanakkale 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/08/2020 tarihli ve 2007/336 esas, 2012/60 sayılı ek kararını takiben, yasal şartları oluşmadığından uyarlama talebinin reddine dair Çanakkale 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/09/2021 tarihli ve 2007/336 esas, 2012/60 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin ÇANAKKALE 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/09/2021 tarihli ve 2021/597 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 02/02/2022 gün ve 94660652-105-17-25339-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/03/2022 gün ve 2022/23637 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/10/2007 tarihli ve 2007/4-200 esas, 2007/219 sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun'un 7/2. maddesindeki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." şeklindeki hüküm uyarınca kesinleşmiş kararlar bakımından da uzlaştırma hükümlerinin uygulanması gerektiği ancak 5271 sayılı Kanun'un 253/3. maddesinin 2. cümlesindeki “Uzlaşma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmesi hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” şeklinde hüküm her ne kadar suç tarihi olan 04/12/2006 tarihinden sonra 26/06/2009 tarihinde anılan maddeye eklenmiş ise de, mala zarar verme suçu yönünden suç tarihi itibarıyla 5271 sayılı Kanun'un 253. maddesinin 3. fıkrasında “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar” ibaresinin bulunduğu ve 5237 sayılı Kanun’un 151. maddesinde düzenlenen mala zarar verme suçunun aynı Kanun’un 168. maddesine göre “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar” kapsamında olduğundan uzlaşma hükümlerine tâbi olamayacağı, 5271 sayılı Kanun'un 253. maddesinin 3. fıkrasındaki “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile yürürlükten kaldırıldığı ancak bu defa da, “Uzlaşma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmesi hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki hükmün yürürlükte olması nedeniyle, suç tarihinde işlenmiş olsa bile uzlaştırma kapsamına girmeyen nitelikli hırsızlık suçuyla birlikte işlenmiş mala zarar verme suçu için uzlaştırma hükümlerinin uygulanamayacağı nazara alınmadan itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık ... hakkında Çanakkale 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/01/2012 tarihli ve 2007/336 Esas – 2012/60 Karar sayılı kararı ile hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b, 143/1 maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezasına, iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan 5237 sayılı TCK’nın 116/2, 119/1-c maddeleri gereğince 12 ay hapis cezasına ve mala zarar verme suçundan 5237 sayılı TCK’nın 151/1. maddesi gereğince 4 ay hapis cezasına hükmolunduğu, anılan kararın temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 03/02/2014 tarihli ve 2013/11098 Esas - 2014/2469 Karar sayılı kararı ile anılan mahkumiyet hükümlerinin onanmasına karar verildiği, bu suretle sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan verilen hükmün kesinleşmesinden sonra sanığın hukuki durumunun uzlaşma hükümleri yönünden yeniden değerlendirilmesine yönelik talep üzerine önce Çanakkale 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/08/2020 tarihli ve 2007/336 Esas – 2012/60 Karar sayılı ek kararı ile hükmün infazının durdurulmasına ve dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verildiği, ardından ise Çanakkale 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/09/2021 tarihli ve 2007/336 Esas – 2012/60 Karar sayılı ek kararı ile anılan talebin reddine karar verilmesinden sonra 06/09/2021 tarihli ek karara yönelik sanığın itirazı üzerine Çanakkale 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/09/2021 tarihli ve 2021/597 D. İş sayılı kararı ile itirazın kabulüne karar verildiği anlaşılmış ise de;
19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun’un 6. maddesi ile değişik “Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlali veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmaz.” şeklindeki 5237 sayılı TCK’nın 142. maddesinin 4. fıkrası ile yine 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile ile değişik “Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez.” şeklindeki 5271 sayılı CMK’nın 253/3. maddesi gereğince; suç tarihinin 19/12/2006 sonrası olması durumunda uzlaşma hükümlerinin uygulanmayacağı, ancak bu tarihten önce hırsızlıkla birlikte yahut bağımsız olarak işlenen mala zarar verme suçunun uzlaşma kapsamında olduğu ve somut olayda suç tarihinin 04/12/2006 olup mala zarar verme suçunun uzlaşma kapsamında bulunduğu, ancak sanığın Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca 16/05/2007 tarihinde alınan ifadesinde uzlaşmak istemediğini beyan ettiği anlaşılmakla; suç tarihi itibariyle uzlaşmaya tabi olan mala zarar verme suçu bakımından sanığın uzlaşmak istemediğine yönelik beyanı gözetilerek itiraz merciince itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde itirazın kabulüne karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden (ÇANAKKALE) 2. Ağır Ceza Mahkemesinden kesin olarak verilen 14/09/2021 tarihli ve 2021/597 D. İş sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca BOZULMASINA, sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 20/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.