Esas No: 2021/23302
Karar No: 2022/9696
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/23302 Esas 2022/9696 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/23302 E. , 2022/9696 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın dahili davalı SGK vekili, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 19/06/2018 gün ve 2015/10293 2018/6140 K sayılı ilamında; “..Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K'nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda davacı ... %100 malul kaldığından 30.000,00.-TL manevi tazminat talep etmiş ve mahkemece 30.000,00.-TL manevi tazminata hükmedilmiş ise de, davacı ve davalı tarafın %50’şer oranında kusurlu oluşları ve kaza tarihi (12/5/2003) gibi hususlar dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminatın miktarı fazla olup hakkaniyet ve adalete uygun düşmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. Mahkemece bakıcı gideriyle ilgili olarak hükmün gerekçesinde; 16.05.2014 tarihli rapora göre davacının 32.571,58 TL tedavi giderlerine ilişkin zararı (bakıcı gideri dahil) olduğu, bu miktardan SGK'nın sorumluluğuna esas olanların miktarının 3.686,02 TL olduğu, mahkemece oluşa uygun, teknik verilere göre hazırlanan rapora itibar edildiği, tedavi giderleri konusunda hazırlanan raporda SGK tarafından karşılanan kısmın düşülmesinden ve davacının kusuru oranında indirim yapılmasından sonra çıkan miktara, takdiren yol masrafı olarak 1.000,00 TL eklenmesi suretiyle 15.442,78 TL yönünden talebin kabulüne karar verildiği belirtilerek, 14.442,78 TL bakıcı gideri ile 1.000,00 TL ulaşım giderine hükmedilmiştir.
Hükme esas alınan 16.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda, mahkemece daha önce başka bilirkişilerden aldırılan 28.06.2012 tarihli rapora atıf yapılarak 28.885,56 TL bakıcı giderinin uygun bulunduğu belirtilerek, %50 kusur oranına göre 3.686,02 TL tedavi gideri de eklenerek, toplam bakıcı gideri ve tedavi gideri zararının 32.571,58 TL olduğu belirtilmiştir. Atıf yapılan 28.6.2012 tarihli bilirkişi raporunda ise davacının %50 oranındaki kusuru düşüldükten sonra bakıcı gideri zararı 28.885,56 TL olarak hesaplanmıştır. Dolayısıyla bilirkişi raporunda belirlenen 28.885,56 TL bakıcı gideri zararı zaten davalının %50 kusur oranına karşılık geldiği halde, mahkemece 28.885,56 TL bakıcı giderinden %50 oranında mükerrer kusur indirimi yapılarak 14.442,78 TL bakıcı giderine hükmedilmesi doğru değildir.
Yargılama sırasında 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59. maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre "trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı", Yasanın geçici 1. maddesi ile de "Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun'un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20'sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği," öngörülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1. maddesinde, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Kanununa göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunludur.
Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa'nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu'na geçtiğinde kuşku yoktur. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir. Mahkemece hükmün gerekçesinde 16.05.2014 tarihli rapora göre davacının 32.571,58 TL tedavi giderlerine ilişkin zararı (bakıcı gideri dahil) olduğu, bu miktardan SGK'nın sorumluluğuna esas olanların miktarının 3.686,02 TL olduğu, mahkemece oluşa uygun, teknik verilere göre hazırlanan rapora itibar edildiği, tedavi giderleri konusunda hazırlanan raporda SGK tarafından karşılanan kısmın düşülmesinden davacının kusuru oranında indirim yapılmasından sonra çıkan miktara, takdiren yol masrafı olarak 1.000,00 TL eklenmesi suretiyle 15.442,78 TL yönünden talebin kabulüne karar verildiği belirtilerek, 15.442,78 TL tedavi gideri adı altında 14.442,78 TL bakıcı gideri ile 1.000,00 TL ulaşım giderine hükmedilmiş ise de, mahkemece yukarıdaki açıklamalar ışığında tedavi giderleri yönünden 6111 Sayılı Yasa gereği davalıların ve dahili davalı SGK’nın sorumluluğu tespit edilmeden tedavi giderleri konusunda olumlu olumsuz hüküm kurulmaması doğru olmayıp hükmün bozulması gerekmiştir..” gerekçeleri ile bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonrasında Mahkememiz 2021/84 E sayılı dosyasında ve bu dosya ile birleştirilen Mahkememiz 2003/733E-2003/891K ve 2005/186E-2005/245K sayılı dosyalarında dahili davacılar vekili tarafından açılan davaların kısmen kabul kısmen reddi ile; Davacı vekili tarafından davacı için talep edilen Meslekte Kazanma Gücü Kaybından kaynaklanan maddi tazminat talebinin Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 2015/10293 Esas, 2018/6140 Karar sayılı ilamı ile kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından bu talep yönünden Karar Verilmesine Yer Olmadığına, 29.885,56 TL tedavi giderinin, davalılar ..., ... ve ...'ndan müştereken ve müteselsilen tahsili ile dahili davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Hükmedilen tedavi giderine davalılar, ... ve ... yönünden haksız fiil tarihi olan 12.05.2003 tarihinden itibaren, davalı ... yönünden, temerrüt tarihi olan 15.08.2003 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, davalı ...'nın, trafik kazasının meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat limiti ve şartları dahilinde sorumlu tutulmasına, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ...'den müştereken ve müteselsilen tahsili ile dahili davacılara verilmesine, Davacı vekilinin SGK'ya yönelik talebinin olmadığı anlaşılmış olmakla SGK tarafından karşılanan tedavi gideri yönünden karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş; hüküm, dahili davalı SGK vekili, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre;davalılar ... ve ... vekilinin tüm, dahili davalı SGK vekili ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava cismani trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; Yargıtay 17. HD'nin 19/06/2018 tarih ve 2015/10293 Esas 2018/6140 Karar sayılı ilamının 4 numaralı bendinde davalıların ve dahili davalı SGK'nın sorumluluğu tespit edilmeden tedavi giderleri konusunda olumlu olumsuz hüküm kurulmamasının doğru olmadığı belirtilmiş ise de davacı vekilinin 29/04/2021 tarihli beyan dilekçesinin 3. Maddesinde SGK'ya yönelik tedavi gideri taleplerinin olmadığını belirttiğinden ve bilirkişi raporunda da SGK tarafından karşılanan tedavi giderinin mahsup edilmiş olduğu anlaşıldığından yeniden sorumlu olunan miktar yönünden değerlendirme yapılmadığı gerekçesiyle dahili davalı SGK yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Şöyle ki; mahkemece öncelikle davacı vekilinin dahili davalı SGK ya yönelik tedavi gideri talebi olmadığı beyanının açıklattırılarak feragat niteliğinde olup olmadığı tesbit edilip sonucuna göre karar verilmesi, aksi taktirde bozma ilamında belirtildiği üzere tedavi giderleri yönünden 6111 Sayılı Yasa gereği davalıların ve dahili davalı SGK’nın sorumluluğu tespit edilerek tedavi giderleri konusunda dahili davalı SGK yönünden olumlu olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle,davalılar ... ve ... vekilinin tüm, dahili davalı SGK vekili ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle,dahili davalı SGK vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2.556,08 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ...'den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Hesabına geri verilmesine, 29/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.