Esas No: 2021/15543
Karar No: 2022/9770
Karar Tarihi: 30.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/15543 Esas 2022/9770 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/15543 E. , 2022/9770 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkındaki Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 24/12/2020 2020/İHK-28826 sayılı kararının taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Başvuran (davacı) vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda;müvekkilinin tek taraflı kazada yolcu konumunda bulunduğunu ve davalıya ... poliçesi ile sigortalı olan araç içerisinde yaralanarak malul kaldığını belirterek maddi tazminat talep etmiştir.
Karşı taraf (davalı) vekili, başvurunun reddini savunmuştur. Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kısmen kabulü ile 8.983,52 TL'nin sigorta şirketinden tahsiline fazlaya dair istemin reddine, karar verilmiş, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince, taraf vekillerinin itirazı üzerine;karşı taraf (sigorta şirketi) vekilinin itirazının reddine, başvuran (davacı) vekilinin itirazının kabulüne, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, 40.697,00 TL'nin sigorta şirketinden tahsiline, karar verilmiş, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre başvuran (davacı) vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, bedensel zarara dayalı maddi tazminat talebine ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; karşı taraf (davalı) sigorta şirketi ile başvuran(davacı) arasında hakem başvurusu öncesinde 04/03/2019 tarihinde ibraname düzenlendiği, başvuranın gayrikabili rücu ve kayıtsız şartsız şekilde sigorta şirketini ibra ettiği, ibra doğrultusunda 16/04/2019 tarihinde başvurana 80.242,00 TL'nin ödendiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 28. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 21.) maddesinde aşırı yararlanma (gabin) hali düzenlenmiş olup, maddenin 1. fıkrasında "Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir" denilmek suretiyle gabinin unsurları ile sonuçları hüküm altına alınmıştır. Gabin (aşırı yararlanma) davasında öncelikle edimler arasındaki, aşırı oransızlık üzerinde durulmalı, objektif unsur ispatlandığı takdirde zarar görenin kişiliği, yaşı, sağlık durumu, toplumdaki yeri, ekonomik gücü psikolojik yapısı gibi maddi, manevi yönler yani subjektif unsur, derinliğine araştırılıp incelenmeli ve ibranamenin imzalandığı tarihteki koşullar da gözetilmelidir.
Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; ibranamenin imzalandığı tarih itibarı ile karşı tarafça yapılan ödenmenin yetersizliğinden bahsetmenin mümkün olmadığı,ödemenin dönem şartlarına uygun olduğu, edimler arasında açık bir orantısızlıktan bahsedilemeyeceği, konunun KTK 111. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla karşı taraf (sigorta şirketi) vekilinin bu yöndeki temyiz itirazının kabulü ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre karşı taraf vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, başvuran (davacı) vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, karşı taraf (davalı) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle karşı taraf (davalı) vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve aşağıda dökümü yazılı 21,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 30/06/2022 gününde Üye ... ve Üye ...'ün karşı oyu ve oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111/2 maddesine göre tazminat miktarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Görüleceği üzere, kanun koyucu bu madde ile Borçlar Kanunu’nun sözleşmeye bağlılık – somut olayda borcu sona erdiren anlaşmaya bağlılık – ilkesinden ayrılmış Karayolları Trafik Kanunu kapsamında özellikle zarar görenleri korumak amacıyla anılan kanunla getirilen sorumluluğu sona erdiren anlaşmaların tazminat miktarının yetersiz olduğunun sonradan anlaşılması durumunda iptal edilebilmesine imkan tanımıştır. Bedensel zararlarda tazminat miktarını belirleyen unsurlar bilindiği üzere bedensel zarara maruz kalan kişinin geçici iş göremezlik süresi, maluliyet oranı, olay tarihinden sonraki beklenen yaşam süresi, olay tarihindeki ve tazminat hesabının yapıldığı tarihteki gelir durumu, peşin sermaye değerinin belirlenmesinde uygulanacak iskonto oranı gibi unsurlardır. Tazminat miktarı anlaşma sırasında bu unsurlardan herhangi birinin eksik veya yanlış belirlenmesi sebebiyle yetersiz tespit edilebilir. Zarar gören anlaşma sırasında tazminatın belirlenmesine esas unsurlardan birinin veya bir kısmının eksik ve/veya hatalı belirlendiği gerekçesiyle anlaşmayı iptal edebilir. İptal iradesi her türlü şekil ile açıklanabilir. Mahkemede dava açılması veya hakeme başvurulması da iptal iradesini gösterir. Nitekim Dairemizin ve Yargıtay’ın istikrar kazanmış görüşü de bu şekildedir. Somut olayda, davacı ile davalı ... arasında 04/03/2019 tarihinde tazminata ilişkin anlaşma yapılmış ve ibraname düzenlenmiştir. Anlaşmanın yapıldığı tarihte davacının üniversite öğrencisi olduğu açıktır. Buna göre, davacının geliri üniversiteyi bitirip öğrenim gördüğü üniversitenin mezunlarının çalışabileceği bir alanda çalışan kişilerin elde edeceği gelir olarak kabul edilip (ki bu gelirin asgari ücretin üstünde bir ücret olacağı kesindir) bu miktar üzerinden tazminat hesabının yapılması gerekirken asgari ücret üzerinden hesaplanmış ve anlaşma da asgari ücrete göre belirlenen tazminat esas alınarak yapılmıştır. Davacı, anlaşmadan sonraki 2 yıllık süre içerisinde işbu tahkim başvurusunu yaptığına göre anlaşmanın ve ibranamenin iptali iradesini ortaya koyduğu açıktır. Anlaşma (ibra) sırasında tazminat unsurlarından olan gelir eksik belirlendiğine ve bu durumda anlaşmayla ödenen tazminatın açıkça yetersiz olduğunu ortaya çıkardığına göre 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111/2 maddesi uyarınca davacının tazminat talebini kabul eden Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararı yerindedir. Açıklanan sebeple İtiraz Hakem Heyeti kararının onanması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının 2. bentte açıklanan nedenle bozulmasına ilişkin kararına iştirak edemiyoruz.