Esas No: 2021/2699
Karar No: 2022/12995
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/2699 Esas 2022/12995 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2021/2699 E. , 2022/12995 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
14/04/2011 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 2. maddesi uyarınca doğrudan verilen 3.000,00 TL dahil olan adli para cezalarından ibaret mahkumiyet hükümleri kesin olup, temyizi mümkün bulunmadığından,5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince sanık müdafiinin temyiz isteminin isteme uygun olarak REDDİNE,
II-Sanık hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak;
18/06/2014 tarihinde kabul edilip 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun'un 106/3. maddesi gereğince “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” hükmü gözetilmeden, sanıklar hakkında adli para cezasını ödemediği takdirde ödenmeyen para cezalarının hapse çevrileceği şeklinde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun’un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, hükümden "ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin" şeklindeki ibarenin çıkarılarak yerine "5275 sayılı Kanun'un 106/3. maddesi uyarınca, infaz aşamasında tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, iki saat çalışılması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verileceği, günlük çalışma süresinin, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirleneceği, hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uyulmaması halinde, çalışılan günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamının açık ceza infaz kurumunda yerine getirileceği" ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya kapsamına göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Kolluk görevlilerince 18.12.2015 tarihinde düzenlenen teşhis,teslim tesellüm tutanağı içeriğinde müştekilerin işyerinden çalınan 106 ekran Vestel marka TV nin hakkında suç eşyasının satın alınması suçundan beraat kararı verilen temyiz dışı sanık ...’ten;1 adet tv ‘nin hakkında suç eşyasının satın alınması suçundan beraat kararı verilen temyiz dışı sanık ...’dan; 1 adet lenova marka siyah renkli laptobun ise hakkında hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından beraat kararı verilen temyiz dışı sanık ...’den alınarak müşteki ...’a teslim edildiği, müşteki ...’nın C.Savcılığına hitaben yazmış olduğu 22/12/2015 havale tarihli dilekçesiyle zarar ve ziyanının bulunmaması sebebiyle şikayetinden vazgeçtiğini belirttiği, müştekilerin 12/02/2016 tarihli oturumda alınan ifadelerinde zararlarının bulunmadığını beyan ettiklerinin anlaşılması karşısında haklarında beraat kararı verilmiş bulunan üçüncü kişiler olan ..., ... ve ... zararlarının giderildiğine dair dosya kapsamında bilgi ve belgeye rastlanmadığı belirlendiğinden; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/03/2013 gün ve 2012/6-1232 Esas - 2013/106 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 763. maddesi uyarınca suça konu eşyayı bir üçüncü kişiye satmak suretiyle zilyetliği devreden sanığın, satıştan elde ettiği menfaati iade etmeden üzerinde tasarruf yetkisi bulunmayan eşyayı sattığı yeri göstermesi, etkin pişmanlık olarak değerlendirilemeyeceği gibi, eşyanın satın alınan kişiden alınarak mağdura iade edilmiş olmasının da 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesi kapsamında sanık tarafından gerçekleştirilmiş bir iade veya tazmin olarak kabulünün mümkün olmaması nedeniyle,hırsızlık suçundan oluşan zararın kısmen tazmin edildiği gözetilerek kısmi iade nedeniyle sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rıza gösterip göstermediği müştekilerden sorularak sonucuna göre 5237 sayılı TCK'nın 168/1-4. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 22.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.