Esas No: 2021/15402
Karar No: 2022/9845
Karar Tarihi: 30.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/15402 Esas 2022/9845 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/15402 E. , 2022/9845 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 24/02/2021 tarih ve 2021/İHK-4785 sayılı kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonu başvurusunda, 07/12/2018 günü meydana gelen çift taraflı kazada sürücü konumunda bulunan davacı ...’ın yaralandığını ve malul kaldığını, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik zararı ile 50,00 TL geçici iş göremezlik zararının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini toplam 66.543,46 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince tüm dosya kapsamına göre; başvurunun kabulü ile, 66.543,46 TL’nin 20/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, İtiraz Hakem Heyeti’nce, davalı vekilinin itirazının kabulü ile karşı aracın kaza sırasında işletilme halinde olmadığı, KTK 85/3. maddesi gereğince sorumluluğun sebep sorumluluğu olduğu, zorunlu sigorta ile teminat altına alınan bir sorumluluk olmadığı, gerekçesi ile başvurunun reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz dilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 3. maddesine göre "Trafik zorunlulukları dışında araçların, insan indirmek ve bindirmek, eşya yüklemek, boşaltmak veya beklemek amacı ile kısa bir süre için durdurulması hali duraklama" olarak tanımlanmıştır. Aynı yasanın m.85/1 göre; "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." Yine m. 85/3'e göre ise; "İşletilme halinde olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir." şeklinde düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, ...'nin amacı, trafik kazaları sonucu 3. kişilere verilecek zararların güvence altına alınmasıdır.
Somut olayda; uyuşmazlık, davacının yaralanması ile sonuçlanan kazada, aracın işletilme halinde olup olmadığına, olayın trafik kazası kabul edilip edilmeyeceğine ilişkindir.
KTK m.59’a göre, “Yerleşim birimleri dışındaki kara yolunda zorunlu haller dışında taşıt yolu üzerinde duraklamak veya park etmek yasaktır. Seyir halindeyken lastiğin havasının inmesinin veya patlamasının fark edilmesi durumunda (Diğer sürücüler tarafından uyarılması veya kontrol kaybının hissedilmesi şeklinde) dörtlü flaşör yakılarak, trafiğin el verdiği ölçüde sağ taraftaki en yakın güvenli alana (görme ve görülmenin engellenmediği, durma, duraklama ve park etmenin yasaklanmadığı, risk taşımayan alan) taşıt yönlendirilerek durdurulur. Taşıtın ve diğer yol kullanıcıların güvenliğini tehlikeye düşürmemek için şehir içi yollarda 30 metre, şehirler arası yollarda ise 150 metre mesafeye reflektör konulmalıdır. En önemli husus ise; aracın ön ve arkasına yerleştirilen reflektör diğer araçlar tarafından 150 metre mesafeden görünür olması gerekir. Karayolları Trafik Yönetmeliği 1 Sayılı cetvel’e göre reflektör koyma mesafesi en az 150 metredir.
Somut olayda kolluk tarafından tanzim edilen kaza tespit tutanağı ile 11/11/2020 tarihli Uyuşmazlık Hakem Heyetince alınan bilirkişi raporu incelendiğinde, davacının sevk ve idaresindeki aracı ile tekeri patladığı için yol kenarına park etmiş olan dorseye arkadan çarpması neticesinde kazanın meydana geldiği, 31 K 5052 plakalı çekici ve buna bağlı 31 R 1834 plakalı dorsenin hasar aldığı nokta ile yol çizgisi arasında, 260 cm mesafe bulunduğu, şeridin 350 cm olduğu dikkate alındığında, dorsenin yola yaklaşık 90 cm taştığı, anlaşılmaktadır. Meydana gelen kazanın oluşumunda davalı ... şirketine sigortalı araç sürücüsünün nizami olarak KTK’da belirtilen kurallara uygun tedbir almadığı, yaklaşık 22 metre geriye reflektör koyduğu anlaşılmakla beraber, havanın yağışlı, vaktin gece olması sebebiyle davacı dubayı ve duran aracı geç fark etmiş ve tedbir alamamıştır. Uyuşmazlık Hakem Heyetince alınan bilirkişi raporunda, dorse 90 cm yola taşmışsa da kazayı yapan aracın dorsenin solundan geçeceği kadar yeterli yol genişliğinin bulunduğu, kazanın başvuru sahibinin dubayı geç fark etmesinden kaynaklandığı, ancak 150 metre mesafeden görülebilecek şekilde ışıklı ikaz bulundurulmadığından park halindeki araç sürücüsünün %50 kusurlu olduğu belirlenmiş ve belirlenen kusur oranı üzerinden hesaplanan tazminata karar verilmiştir. İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazı kabul edilerek, sigortalı aracın işletilme halinde olmadığı kabul edilerek, başvurunun reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan hukuki ve maddi vakalar karşısında, sigortalı aracın lastiği patladığı için durakladığı, yol üzerinde bulunan çekici ve buna bağlı dorsenin duraklama halinde iken kazanın meydana geldiği anlaşılmakla, sigortalı aracın işletilme halinde olduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davalıya ait aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının sorumluluğu cihetine gidilmesi gerekirken, sigorta şirketi hakkında davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 30/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.