Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/3427 Esas 2022/13062 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/3427
Karar No: 2022/13062
Karar Tarihi: 22.06.2022

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/3427 Esas 2022/13062 Karar Sayılı İlamı

2. Ceza Dairesi         2022/3427 E.  ,  2022/13062 K.

    "İçtihat Metni"


    Karşılıksız yararlanma ve mala zarar verme suçlarından şüpheliler ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda, Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 13/10/2021 tarihli ve 2021/10050 soruşturma, 2021/2936 esas, 2021/2325 sayılı iddianamenin iadesine dair Kırıkkale 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/10/2021 tarihli ve 2021/255 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulüne ve iddianamenin iadesi kararının kaldırılmasına ilişkin Kırıkkale 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/01/2021 tarihli ve 2021/635 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 15/02/2022 gün ve 27494/2021 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/04/2022 gün ve 2022/25873 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 12/04/2018 tarihli ve 2018/2565 esas, 2018/5584 karar sayılı ilâmında yer alan, "Karşılıksız yararlanma suçu bakımından özel bir etkin pişmanlık düzenlemesi olan TCK'nın 168/5. maddesi gereğince ve kanun koyucunun amacı doğrultusunda şikâyetçi kurumun uğradığı zararı, vergisi dahil suç tutanağı ile belirlenmiş veya belirlenecek olan cezasız tutarının ödenmesi halinde şüpheli hakkında kamu davası açılamaz. Maddede “ ... bahsedilen zarar, vergili ve cezasız miktardır ... Bu durumda Cumhuriyet savcısı sulh ceza hâkiminden keşif yapılıp rapor alınması için talepte bulunmalı ve alınacak rapor sonucunda sanığa ödeme bildiriminde bulunmalıdır. Yargıtay’ımızın istikrar bulmuş içtihatları da bu yönde olup, gecikme faizi ve benzeri zararlar 168. madde kapsamında değerlendirilemez. (Y. 17. C.D.’nin 16.06.2017, 2015/18830 E. ve 2016/9113 K. sayılı kararında olduğu gibi.)...Maddeye göre, ödenmesi halinde şüpheli hakkında takipsizlik kararı verilmesi sonucunu doğuracak olan vergili zarar miktarı gerekirse keşifte yaptırılmak (Yada yapılmak) suretiyle tespit edilip, şüphelinin bu miktarı şikâyetçi kuruma ödemesi halinde hakkında dava açılmayacağına dair bir bildirimde bulunulmamıştır.Bu sebeple iddianamenin iadesi ve bu karara yönelik itirazın reddi kararları usul ve yasaya uygundur." şeklindeki açıklamalar nazara alındığında, anılan Yargıtay ilâmında belirtilen şekilde normal tarifeye göre vergili ve cezasız gerçek zarar miktarı tespit edilip, şüphelinin bu miktarı şikâyetçi kuruma ödemesi halinde hakkında dava açılmayacağına dair bir bildirimde bulunulmadan ve şüphelinin ifadesi alınmadan iddianame tanzim edildiği gözetilmeksizin, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    6352 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı TCK’nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, şüpheliye miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararının soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan TCK’nın 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı;
    Dosya içerisindeki 02.09.2021 tarihli teknik raporda, “Ücretsiz olan üst kat aydınlatma anahtarından uzatma priz şeklinde yapılan kabloyu vantilatöre bağladıklarının” belirtildiği, bu kullanım şekline göre elektrik enerjisinin sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesinden dolayı suçun oluşup oluşmadığına ilişkin mahallinde bir keşif yapılarak bilirkişi raporu tanzimine lüzum bulunmadığı; Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısınca yapılması gerekenin, şüpheliler tarafından yapılmış bir ödeme varsa bunun miktarı müşteki kurumdan sorulup ödediği toplam miktarın bilirkişiye dosya üzerinden hesaplattırılacak olan müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını karşılaması durumunda şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, herhangi bir ödeme yoksa veya ödeme olup da bu ödenen miktar müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını karşılamıyorsa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair şüphelilere bildirimde bulunulması ve sonucuna göre ödeme yapılıp müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı karşılanır ise şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, ancak bu bildirimden sonra yine ödeme olmaması durumunda ise şüpheliler ..., ... ve ... hakkında iddianame tanzim edilmesi gerektiği anlaşılmakla; somut olayda şüpheliler dinlenerek, yukarıda açıklamalara uygun şekilde keşif yapılmadan, dosya üzerinden alınacak bilirkişi raporu ile müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararın tespit ettirilmesi, şüphelilere miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararının soruşturma tamamlanmadan önce tazmin edilmezse iddianame düzenlenmesinin gerekmesi nedeniyle iddianamenin iadesi kararına karşı yapılan itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (KIRIKKALE) 2. Ağır Ceza Mahkemesinden kesin olarak verilen 08/01/2021 tarihli ve 2021/635 Değişik İş sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (a) bendi uyarınca sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 22/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara