Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/10533 Esas 2020/3030 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/10533
Karar No: 2020/3030

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/10533 Esas 2020/3030 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2017/10533 E.  ,  2020/3030 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 117 ada 1 parsel sayılı taşınmazın müvekkili adına tapuda kayıtlı iken, Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/249 E. - 2003/706 K. sayılı kararıyla kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle tapusunun iptal edildiğini ve bu kararın 01/07/2004 tarihinde kesinleştiğini beyan ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 131.250,00-TL. maddi ve 20.000,00 TL. manevi olmak üzere 151.250,00 TL. tazminatın, zarar tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesini talep etmiş, 16/04/2014 tarihli ıslah dilekçesiyle yine fazlaya dair haklarını saklı tutarak tazminat istemini 239.313,00 TL"ye yükseltmiş ve dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasını talep etmiştir.
    Tazminat istemine dayanak; ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 117 ada 1 parsel sayılı 87,50 m² yüzölçümlü taşınmazın yapılan tapulama sırasında çapa bağlanarak kişiler adına tespit edildiği, tapu sicilinde davacı adına kayıtlı iken Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/06/2003 gün ve 2001/249 E. - 2003/706 K. sayılı dosyası üzerinden Hazinece açılan davada; davanın kabulüne, taşınmazın tapusunun iptaliyle Hazine adına tesciline dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 04/03/2004 gün ve 2004/1728 E. - 2289 K. sayılı ilâmıyla hükmün onandığı ve 01/07/2004 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece bozma ilamı öncesinde verilen; 04.06.2014 tarih, 2013/254 E.- 2014/200 K. sayılı ilk gerekçeli kararda; davacının maddi tazminat isteminin kabulü ile; 239.313,00-TL. maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat isteminin şartları bulunmadığından reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.
    Temyiz edilen karar; Dairemizin 27.01.2016 gün ve 2015/2487 E. - 2016/1066 K. sayılı bozma kararıyla "...Medenî Kanunun 1007. maddesinde sözü edilen zarar gerçek zarar olup, burada gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idi ise aynı durumun yeniden tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E., 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E., 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E., 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir.
    Bu nedenle, değerlendirme tarihi olarak dava tarihin esas alınması doğru değildir. Ne var ki, hükme dayanak alınan denetime elverişli 28/03/2014 tarihli bilirkişi kurulu raporunda taşınmazın tapusunun iptaline dair hükmün kesinleştiği 2004 yılı itibariyle de değeri belirlenmiş olup, buna göre tazminat miktarı olarak belirlenen 119.875,00-TL. üzerinden karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu..." gerekçesiyle hüküm bozulmuş, bozma ilamına uyan mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulüyle, 119.875,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair 119.438,00 TL maddi tazminat talebinin reddine, mahkemenin manevi tazminata ilişkin kararı davacı ve davalı tarafından bozma sebebi yapılmamakla kesinleşmiş olduğundan bozmadan önceki hüküm gibi şartları bulunmadığından davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Dava; tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini isteğine ilişkindir.
    Dosya kapsamı ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden gerçek kişiye yükletilmesine 17/09/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.












    Hemen Ara