Ceza Mahkemesi Kararının Hukuk Hakimini Bağlaması - Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2017/1843 Esas 2020/988 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1843
Karar No: 2020/988

Ceza Mahkemesi Kararının Hukuk Hakimini Bağlaması - Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2017/1843 Esas 2020/988 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalılar aleyhine kurum zararı nedeniyle maddi tazminat istemiştir. Mahkeme davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak dosya kapsamından, davalılar hakkında ceza yargılamasının yapıldığı ve dosyanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle, ceza mahkemesinin verdiği beraat kararı hukuk hakimini bağlamaktadır ve tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Mahkemenin bu yönü göz önünde bulundurulmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle, temyiz olunan kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri: Türk Borçlar Kanunu'nun 74. maddesi (818 sayılı BK'nın 53. maddesi)

 

 

4. Hukuk Dairesi         2017/1843 E.  ,  2020/988 K.

  •  


"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : 1-... 2-... vekili Avukat ...

Davacı ... vekili Avukat Verd Demir tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 11/09/2014 gününde verilen dilekçe ile kurum zararı nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kurum zararı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı vekilince, davalılardan ..."ın Ankara Kılıçali Paşa İlkokulu’nda dava konusu kurum zararının oluştuğu tarihte okul müdürü, diğer davalı ...’un ise okul aile birliği başkanı olarak görev yaptığı, ... Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından yapılan inceleme ve soruşturma sonucunda düzenlenen 17/04/2013 ve 15/06/2013 tarihli raporlarda, okulun kurs hesabında gözükmeyen bir miktar kurum alacağının davalı okul müdürü ...’ın üzerinde gözüktüğünün tespit edildiği, okul aile birliği hesabında yapılan incelemede ise; 31/10/2011 - 17/10/2012 tarihleri arasındaki dönemde gelirlerin eksiltilip giderlerin artırılmak suretiyle bir miktar açık oluşmasına neden olunduğu, okulun kurs hesabında meydana gelen zarardan davalı okul müdürünün tek başına, okul aile birliği hesabında meydana gelen zarardan ise her iki davalının birlikte sorumlu olduğu belirtilerek oluşan kurum zararının tahsili isteminde bulunulmuştur.
Davalılar vekili, davalı ..."ın okul müdürlüğü görevini okul borca batık şekildeyken devraldığını, görevde bulunduğu süre içerisinde birçok kez masrafları kendisinin karşılamak zorunda kaldığını, davalı ...’un ise iyiniyetle diğer davalıya görevinde yardımcı olduğunu, okul aile birliğinin diğer üyelerinin sadece kararları imzalamakla yetindiğini, işlerin davalı ... tarafından yapılmasının yönetim kurulunun diğer üyelerinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davalılar hakkında Ankara 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/200- 2019/904 sayılı kararı ile hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı, yargılama sonucunda verilen karara karşı davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, dosyanın halen derdest olduğu ve kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK"nın) 74. maddesi (818 sayılı BK"nın 53. maddesi) uyarınca hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de; hem öğretide hem de kökleşmiş yargı kararlarında ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hâkimini bağlayacağı kabul edilmektedir. Dava konusu olayın özelliği nedeniyle Ankara 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/200 esas sayılı dosyasının kesinleşmesi beklenmeli ve tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan bu yön gözetilmeden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle taraflar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Hemen Ara