3167 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2021/5382 Esas 2021/4008 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/5382
Karar No: 2021/4008
Karar Tarihi: 31.03.2021

3167 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2021/5382 Esas 2021/4008 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2021/5382 E.  ,  2021/4008 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 3167 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Beraat


    Yerel Mahkemece yargılamanın yenilenmesi sonucu verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Gerek temyize konu hüküm (ek karar) gerekse kesinleşen hüküm tarihinde henüz Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmemiş olması nedeniyle, dosyanın istinaf incelemesine tabi olduğu yönündeki tebliğnameye iştirak edilmemiştir.
    Mahkemece, sanık hakkında 15.06.2006 tarihinde kurulan ve kesinleşen (eski) mahkumiyet hükmünün CMK"nin 323/1. maddesi uyarınca iptaline karar verilmemiş ise de; yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne dair 14.03.2011 tarihli kararla, infazının durdurulmasına, infaz evraklarının geri istenmesine, yargılamanın yenilenmesi süreci sonunda ise aynı eylem nedeniyle sanığın beraatine karar verildiği anlaşılmakla, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, 3167 sayılı Kanuna göre suç tarihinin, çeklerin keşide edildiği 28.02.2005, 15.03.2005, 30.03.2005, 30.04.2005 tarihleri olduğu gözetilerek yapılan incelemede;
    5237 sayılı TCK"nin 5377 sayılı Kanunla değişik 66/5. maddesinin; "...Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar..." hükmünü içermesi,
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.03.2014 tarihli, 2012/3-909 E. 2014/121 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere; dava zamanaşımının, sanığın yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüyle birlikte yeni baştan işlemeye başlayacağının kabul edilmesi zorunluluğu,
    Ancak, yeniden başlayacak dava zamanaşımının, suç tarihinde yürürlükteki 765 sayılı TCK"da yer alan ve daha kısa süreler öngören hükümlere göre belirlenmesi gerektiği ileri sürülebilir ise de; yapılan yeni yargılamada zamanaşımı açısından lehe kanun değerlendirilmesinde karma uygulama sonucunun doğmaması için 5237 sayılı Kanun"un zamanaşımına dair hükümlerinin bir bütün halinde uygulanması gerektiği, bu durumda da 5237 sayılı TCK"nin 67/2. maddesinde yer alan a), b) ve c) bendinde yer alan zamanaşımını kesen nedenlerin yargılamanın yenilenmesine dair yeni ceza davasında gerçekleşmesinin mümkün olmayacağı, keza temyize konu somut uyuşmazlıkta TCK"nin 67/(2) - d) fıkrasında yer alan mahkumiyet hükmü kurulması ihtimalinin de söz konusu olmadığı değerlendirilmekle;
    Temyize konu somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan delilin sahteliği sebebiyle yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine, 14.03.2011 tarihinde yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne karar verilerek başlanan yeniden yargılama sürecinde; sanığın savunmasının 17.11.2014 tarihinde (talimat mahkemesince) alınmasıyla birlikte 12.05.2016 tarihinde beraatine karar verilmiş olması karşısında;
    Sanığın üzerine atılı eylem nedeniyle açılan kamu davasında, suç tarihleri olan; 28.02.2005, 15.03.2005, 30.03.2005 ve 30.04.2005 tarihlerinde yürürlükte bulunan 4814 sayılı Kanunla değişik 3167 sayılı Kanun"un 16. maddesine aykırılık suçunun karşılığında çek bedeli kadar ağır para cezası öngörülmüş olmakla; dava zamanaşımının, yargılamanın yenilenmesinin kabulü kararıyla yürürlükteki 5237 sayılı TCK"nin 66 ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresine tabi bulunması, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne dair 14.03.2011 tarihinden inceleme tarihine kadar 8 yıllık olağan dava zamanaşımının gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması,
    Bozmayı gerektirmiş; katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olmakla, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, ancak bozma nedenleri yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiyle, 5271 sayılı CMK"nun 223/8. maddesi uyarınca zamanaşımı sebebiyle KAMU DAVASININ DÜŞMESİNE, 31.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara