1. Hukuk Dairesi 2021/6510 E. , 2021/5296 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Davacı ..., tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak; kadastro sonucunda mera vasfıyla sınırlandırılan ... ada ... parsel sayılı 1.000.000 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın bir bölümünün adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen önceki tarihli hüküm, Yargıtay 16.Hukuk Dairesince "Davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının yöntemince uygulanması ve hava fotoğraflarından yararlanılmak suretiyle usulüne uygun mera araştırması yapılması" gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli ... ada ... parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A), (B), (C), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen bölümlerin tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği görüşüldü;
-KARAR-
Dava 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13 ve 14.maddelerine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin davacı tarafın dayandığı tapu kayıt kapsamında kaldığı, mera vasfında olmadığı ve zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı lehine gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Hemen belirtmek gerekir ki; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13.maddesinde tapuda kayıtlı taşınmaz malların kayıt sahibi adına tespit edileceği, 16.maddesinin B bendinde ise mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık ile ispat edilen orta malı taşınmaz malların sınırlandırılacağı, parsel numarası verilerek özel sicile yazılacağı ve bu suretle belirlenen taşınmaz malların özel kanunlarda yazılı hükümler saklı kalmak kaydıyla özel mülkiyete konu teşkil etmeyecekleri hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda dosya içeriği ve toplanan delillerden dayanılan tapu kaydının mevkii itibariyle taşınmaza uymadığı gibi kuzey ve batı hudutları "taş-tepe" okumakta olup bu sınırlar değişebilir nitelikte ve her yerde bulunması mümkün olan doğal yapılardır. Kaydın güneyinde okunan Hacı Milli oğlu Ömer ile doğuda okunan Ağa Mahdumları tarlası da yine mera parseli içinde gösterilmiştir. Belirlenen şartlarda, davacının dayandığı tapu kaydının dava konusu taşınmaza uyduğundan söz edilemez. Öte yandan çekişmeli taşınmaz bölümlerine dıştan komşu olan mera parselinin ortasında kalan taşınmaz bölümlerinin özel mülk olduğunu kabul etmek, meraların kullanım özelliğine ve arazinin konumuna uygun düşmemektedir. Ziraat bilirkişi raporuna ekli fotoğraflardan da çekişmeli taşınmaz bölümleri ile mera parseli arasında sabit sınır ve ayırıcı unsur bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.