Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2019/6524 Esas 2020/4225 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/6524
Karar No: 2020/4225
Karar Tarihi: 10.07.2020

Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2019/6524 Esas 2020/4225 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davadaki suç, uyuşturucu madde ticareti yapma olarak kaydedildi. Mahkeme, gizli soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin kararın verildiği tarihte yürürlükte olan CMK'nın 139. maddesine uyulmadığından dolayı hüküm bozuldu. Gizli soruşturmacıların adli kolluk görevlisi olup olmadığına ilişkin araştırılması ve adli kolluk görevlisiyse CMK'nın 139/3. maddesi hükmü gözetilerek tanık olarak dinlenilmesi gerektiği belirtilerek, bu yöntemle elde edilen bilgilerin delil olarak değerlendirilemeyeceği hususu anlatıldı. Sanıkların beyanlarına göre TCK'nın 192/3. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükmü uygulanıp uygulanmayacağı ise tartışılmadan karar verildi. Mahkeme ayrıca, gizli soruşturmacı sivil giyimli kolluk görevlilerinin gerçek iradesinin uyuşturucu madde satın alma değil, suçu ve failini belirleyecek suç delilini elde etme olduğu, sanıktan ikinci kez uyuşturucu madde alınmasının ayrıca suç oluşturmayacağı ve sanığın hareketlerinin bütünüyle \"uyuşturucu maddeyi satışa arzetme\" suçunu oluşturduğu gözetilmeden, zincirleme suçla ilgili
20. Ceza Dairesi         2019/6524 E.  ,  2020/4225 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkeme : İSTANBUL 7. Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
    Hükümler : Mahkûmiyet


    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
    1- Gizli soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan CMK"nın 139. maddesine göre gizli soruşturmacı görevlendirilebilmesi için işlenen suçun kanunda sayılan ve gizli soruşturmacı kullanılabilecek suçlardan olması, suçun işlendiği konusunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması, başka yolla delil elde etme imkanının bulunmaması, suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş bir suç olması ve yetkili ve görevli mahkemece bir karar verilmesi gerekir. Suçun sübutunun tespiti için sanıktan uyuşturucu madde alma-temin etme eylemini gerçekleştiren gizli soruşturmacılar kolluk görevlisi ise "suçu ve faili belirleme, suçla ilgili delilleri toplama" konusunda faaliyette bulunabileceklerinden, öncelikle gizli soruşturmacıların adli kolluk görevlisi olup olmadığının araştırılması, adli kolluk görevlisi ise CMK"nın 139/3. maddesi hükmü de gözetilerek tanık olarak dinlenilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    2- Gizli soruşturmacıların adli kolluk görevlisi olmadığının tespiti halinde “suçu ve faili belirleme, suçla ilgili delilleri toplama” konusunda faaliyette bulunamayacaklarından bu yöntemle elde edilen bilgilerin delil olarak değerlendirilemeyeceği hususu gözetilerek sanıkların beyanları da dikkate alınarak hakkında TCK"nın 192/3. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan hüküm kurulması,
    3- Gizli soruşturmacı sivil giyimli kolluk görevlilerinin; sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...’den farklı tarihlerde uyuşturucu madde satın aldıklarının anlaşılması karşısında; Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 28.04.2015 tarih, 2014/462 esas, 2015/135 karar ve 2014/848 esas, 2015/136 karar sayılı kararlarında da bahsedildiği üzere; kolluk görevlilerinin gerçek iradesinin uyuşturucu madde satın alma değil, suçu ve failini belirleyecek suç delilini elde etme olduğu, sanıktan ikinci kez uyuşturucu madde alınmasının ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir "alım - satım" söz konusu olmadığı, sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu maddeyi satışa arzetme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanıkların birden fazla uyuşturucu madde sattığı kabul edilerek sanıklar hakkında zincirleme suçla ilgili TCK"nin 43. maddesinin uygulanması suretiyle sanıklara fazla ceza verilmesi,
    4- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
    Kanuna aykırı, Sanık ..., sanık ... ve sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA, 10/07/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.










    Hemen Ara