Esas No: 2018/6376
Karar No: 2020/8106
Karar Tarihi: 09.12.2020
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/6376 Esas 2020/8106 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davalı ... yönünden davanın usulden reddine, davalı ... yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Dava dilekçesinde, tarafların murisi Halim"den intikal eden taşınmazları davalıların kullandığı, fındıktan elde ettikleri gelirlerden davacıların payına düşen miktarları vermedikleri ileri sürülerek; 136 ada 103 parsel ile 109 ada 5 parseli davalılardan ..."ın vefat eden eşi Mehmet"in kullandığı gerekçesi ile 60.000 TL; 129 ada 14, 41, 49 ve 56 parsel, 132 ada 1 parsel, 146 ada 2 parsel sayılı taşınmazları davalı ..."ın kullandığı gerekçesi ile 60.000 TL ecrimisilin gelirin elde edildiği tarihlerden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili istenmiştir.
Davalı ... cevap dilekçesinde; taşınmazların 1996 yılında vefat eden babasından kaldığını, taşınmazları davacıların da bilgisi doğrultusunda kendisi ile abisi Mehmet arasında 1980 yılında babaları tarafından taksim edildiğini, taşınmazların bir kısmı üzerindeki fındık ağaçlarının tamamını, bir kısım taşınmazlardaki fındık ağaçlarının ise yarısını kendisinin diktiğini, taşınmazların tamamının bakım ve imarını kendisinin yaptığını, talep edilen bedelin yüksek olduğu beyan ederek haksız açılan davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... cevap dilekçesinde; intifadan men şartının gerçekleşmediği, taşınmazlarda herhangi bir tasarrufunun bulunmadığı, taşınmazları 2010 yılında ölen eşinin kullandığı ileri sürüldüğüne göre diğer mirasçılara da dava yöneltilmesinin zorunlu olduğu, biran için kendisinden ecrimisil istenebileceği kabul edilse dahi istenen miktarın fahiş olduğu, diğer davalı ile müşterek kullanım söz konusu olmadığı için aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından davanın ayrılması gerektiği savunulmuştur.
Mahkemece, davalı ... yönünden eksik husumet nedeni ile davanın usulden reddine, diğer davalı ... yönünden ise 26.115,11 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, mahkeme kararı davacılar vekili ile davalılardan Ahmet vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil istemine ilişkindir.
1- a) Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacılar vekilinin davalı ..."e yönelik temyiz itirazlarının tamamı; davalı ... vekilinin ise aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
b) Davalı ... vekilinin ecrimisil bedeline yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere: paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paşdaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan miras şirketine temsilci atamadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı yada kullanabileceği bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinleme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir
Dava konusu taşınmazlar fındıklık vasfında olup tarafların ortak murisi olan Halim adına kayıtlıdır. Paydaşlar (kural olarak) intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. Bu koşul dava şartı olması nedeniyle kendiliğinden gözetilir.
Bu kuralın birtakım istisnaları vardır ki bunlar; ecrimisil istenen taşınmazın fındıklık, çayır gibi (kendiliğinden) doğal ürün veren ya da hukuksal semere getiren işletme, fabrika gibi yerlerden olması, ya da paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılmış bulunması halleridir. Somut olayda Mahkemece, 129 ada 14, 41,49 ve 56 parsel, 132 ada 1 parsel, 146 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar fındıklık olduğu, gelir yöntemine göre 2010 ila 2014 yılları için davacıların, muris Halim"den gelen miras payları da göz önüne alınarak 14.01.2016 tarihli bilirkişi ek raporunda hesaplanan ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, davacıların miras payları dikkate alınmaksızın tam pay üzerinden karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
2.Davacılar vekilinin davalı ... ilgili kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, davalı ..."nin eşi olan ve 2010 yılında vefat eden Mehmet"in Emine dışında başka mirasçılarının bulunduğu, diğer mirasçıların davaya dahil edilmeleri için verilen kesin süreye rağmen süresi içerisinde diğer mirasçıların davaya dahil edilmesini talep etmiş ise de, adreslerinin ve kimlik bilgilerinin açık olarak belirtilmediği, bu durumda kesin süre içerisinde usulü eksiklik yerine getirilmediği gerekçesi ile ... ilçesi .... köyü 136 ada 103 parsel ve ... köyü 109 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davalı ..."a karşı açılan davanın husumet eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden ve dava dilekçesindeki anlatımdan, dava konusu edilen taşınmazları davalıların (Ahmet ve Emine) kullandıkları ileri sürülmüş, taşınmazların ada parsel numaraları yazılırken ortaklığın giderilmesi davasında alınan tanık beyanları dava dilekçesine alınmış ve Bölücek köyü 136 ada 103 parsel ve ... köyü 109 ada 5 parsel sayılı taşınmazları davalı ..."nin vefat eden eşi Mehmet"in kullanımda olduğu aktarılmıştır. Muris Mehmet"in 24.10.2010 tarihinde vefat ettiği, ecrimisil istenilen dönemin ise 2010 ila 2014 yılları arası döneme denk geldiği anlaşılmaktadır. Buna göre Mehmet"in ölüm tarihi olan 24.10.2010 tarihinden itibaren davalı ..."nin kullanımı iddia edildiğine göre bu dönem için diğer mirasçıların davaya dahil edilmelerine gerek bulunmadığı, davalı ..."nin bu dönem için pasif husumet ehliyetinin tam olduğu; ancak 24.10.2010 tarihinden önceki dönem için muris Mehmet"in kullanımına göre borçlarından mirasçılarının müştereken ve müteselsil sorumlu olmaları karşısında zorunlu dava arkadaşlığı kapsamında Emine dışındaki mirasçıların davaya dahil edilmelerinin gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Mirasçıların davaya dahil edilmeleri için verilen kesin süre ve yapılan işlemler üzerinde durmak gerekirse;
Hukuk Genel Kurulunun 10.062015 tarihli ve 2014/11-266 Esas, 2015/1547 Karar sayılı ilamında da benimsendiği üzere; 6100 sayılı Kanun"un 119/1-2. maddesinde dava dilekçesinde eksiklik bulunması durumunda uygulanacak usul kuralları düzenlenmiş ise de, somut olayda davacılar vekilinin, dahili davalıların açık adreslerini bilmediğini süresi içinde belirttiği gözetildiğinde; mahkemece, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"ndaki düzenlemeler dikkate alınarak, öncelikle 12.01.2016 tarihli dilekçede isimleri bildirilmiş olan dahili davalıların MERNİS"e kayıtlı adreslerinin saptanması, nitekim adı geçenlerin tamamının MERNİS adreslerinin dosyanın içerisine alınan ortaklığın giderilmesi dosyasında mevcut olduğu da dikkate alınarak, buradaki adreslerine tebligat yapılması, MERNİS adresleri bulunamadığı takdirde adres araştırması yapılarak, adres tesbiti yoluna gidilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken adres ve kimlik bilgilerinin bildirilmediği gerekçesi ile mirasçılardan ..."a karşı açılan davanın husumet eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin davalı ..."e yönelik tüm, davalı ..."in ise sair temyiz itirazlarının REDDİNE, davalı ... vekilinin ecrimisil bedeline yönelik temyiz itirazları (1/b) bendinde, davacılar vekilinin davalı ..."ye yönelik temyiz itirazları ise (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nin 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 09.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.