Esas No: 2022/8269
Karar No: 2022/9935
Karar Tarihi: 12.09.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/8269 Esas 2022/9935 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2022/8269 E. , 2022/9935 K.Özet:
Davalı, Orman Kanunu'na muhalefet etmekten dolayı tazminat davasında bulunulan bir mahkemede davalı olarak yer alıyor. İlk olarak davacı lehine bir karar verilmiş ancak davalı temyiz etmiş ve Yargıtay tarafından karar bozulmuş. Hukuk Genel Kurulu'nun kararı sonrasında mahkeme, ceza kararı ve dosya kapsamına uygun bir karar vermemiş ve tümden reddetmiş. Ancak, ceza kararında belirtilen davalının devlet ormanından ağaç kesmesi nedeniyle tazminata hükmedilmesi gerektiğine yönelik karar göz ardı edilmiştir. Bu nedenle, Yargıtay kararı bozmuş ve davacı lehine tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise şunlardır: 6831 sayılı Orman Kanunu, 84/1 maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... Genel Müdürlüğüne izafeten ... vekili Av.... tarafından, davalı ... aleyhine 21/03/2012 gününde verilen dilekçe ile 6831 sayılı Orman Kanunu’na muhalefet nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 14/04/2022 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
KARAR
Davacı vekili; davalı hakkında 11/04/2010 tarihinde 6831 sayılı Orman Kanunu’na muhalefet etme suçundan dolayı suç tutanağı düzenlenerek hakkında kamu davası açıldığını ve davanın derdest olduğunu, ceza mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporunun müvekkili idare tarafından kabul edilmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 26.826,09 TL maddi zararın suç tarihi olan 11/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı cevabında, ceza dosyasının henüz kesinleşmediğini, kışlasının yakınında bulunan orman emvalinin kesildiğinden bahisle bu suçun üzerinde kaldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk karar, davalının temyizi üzerine Dairemizin 29/04/2015 tarihli ve 2014/8743 esas, 2015/5319 karar sayılı ilamı ile “davalı hakkında işgal ve faydalanma ile dikiliden ağaç kesme suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile davalının işgal ve faydalanmada bulunduğu 36.822,78 m2 miktarındaki alanın çevresine devlet ormanından kestiği 28 adet ağacı kazık olarak kullandığı, işgal ve faydalanılan alandan ise ağaç kesmediğinin sabit olduğu, şu halde işgal ve faydalanılan alandan davalının 6831 sayılı Orman Kanunu uyarınca ağaçlandırma giderinden sorumluluğuna karar verilemeyeceği, mahkemece davalının sadece devlet ormanından ağaç kesmesi nedeniyle tazminata hükmedilmesi” gereğine değinilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece Dairemizin bozma ilamı üzerine davanın kısmen kabulüne dair önce verilen kararda direnilmiş, direnme kararının davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Hukuk Genel Kurulunun 07/12/2021 tarihli ve 2017/4-2399 esas, 2021/1607 karar sayılı ilamıyla; “uyuşmazlığın, işgal ve faydalanılan alan için ağaçlandırma giderinden sorumluluğa karar verilip verilemeyeceği noktasında toplandığı, ceza mahkemesi dosyasından işgal ve faydalanmaya konu orman içi açıklık olarak tabir edilen alandan ağaç kesilmediği, bu durumda ilk bilirkişi raporunda zararın meydana gelmediği yönündeki görüş olup, ağaçlandırma giderinden davalının sorumlu tutulamayacağı gözetilerek Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu” gerekçesiyle mahkemenin direnme kararının Dairemiz bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunun bozma ilamı sonrasında mahkemece; kesinleşen ceza mahkemesi kararında 5 adet orman emvalinin satılıp satış bedelinin Orman Genel Müdürlüğü hesabına irat kaydedilerek 5 adet ağaç bedeline hükmedildiği, 2B yasası kapsamında işgal ve faydalanılan yerin davalının oğlu adına tescil gördüğü, dava dosyasında bulunan ilk teknik rapor ile zararın oluşmadığı sabit olduğundan ağaçlandırma gideri ve diğer tüm giderlerden davalının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, davanın tümden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma gereğince karar verilmiş olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve işgal ve faydalanılan alan yönünden ağaçlandırma giderine yönelik temyiz itirazının reddine karar verilmiştir.
2) Davacının diğer temyiz itirazına gelince;
Dava, 6831 sayılı Orman Kanunu’na muhalefet nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Direnme kararı Hukuk Genel Kurulunca Dairemiz kararında gösterilen nedenlerle bozulmuş olmasına rağmen, bozmanın gereği yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulması halinde, bozmaya uygun karar verilmesi zorunludur. Mahkemece verilen karar, bozma ilamı ve dosya kapsamına uygun değildir.
Bozmamızda, davalının dikiliden ağaç kesme suçundan mahkumiyetine dair verilen kararın kesinleştiği, davalının işgal ve faydalanmada bulunduğu 36.822,78 m2 miktarındaki alanın çevresine devlet ormanından kestiği sabit olan 28 adet ağacı kazık olarak kullandığı, davalının sadece devlet ormanından ağaç kesmesi nedeniyle tazminata hükmedilmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir.
Mahkemece ise Hukuk Genel Kurulunun bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama neticesinde; devlet ormanından kesildiği sabit olan 28 adet ağaç nedeniyle tazminata hükmedilmemiş, kesinleşen ceza mahkemesi kararında 5 adet orman emvalinin satılarak satış bedelinin Orman Genel Müdürlüğü hesabına irat kaydedilerek 5 adet ağaç bedeline hükmedildiği gerekçesiyle, davanın tümden reddine karar verilmiştir.
Kesinleşen ceza kararında; davalının 11/04/2010 tarihli suç tutanağı uyarınca devlet ormanından 28 adet meşe ağacını kestiği ve bunları işgal ve faydalanma suçuna konu orman alanı çevresine kazık olarak diktiği, bu meşe ağaçlarından 15 adedinin fidan, 13 adedinin ise yapacak vasıfta olduğu, 28 adet ağaca tutanak tarihinde el konulmadığı, daha sonra sanığın 28 adet kazığı yerinden sökerek yerine söğüt kazıkları diktiği, orman muhafaza memuru tarafından 27/04/2010 tarihinde tutulan tutanak ile 5 adet meşe kazığının ise sanık tarafından işgal ettiği orman alanında otların arasında gizlendiği tespit edilerek bunlara el konulduğu ve orman deposuna kaldırıldığı belirtilerek, davalının işgal ve faydalanma ile dikiliden ağaç kesme suçlarından cezalandırılmasına, el konulan 5 adet orman emvalinin 6831 sayılı Kanun’un 84/1 maddesi uyarınca satılması nedeniyle satış bedelinin Orman Genel Müdürlüğü hesabına irat kaydedilmesine karar verilmiştir.
Şu halde mahkemece, bozma ilamının gereği yerine getirilmemiş, bozma kararında açıkça davalının devlet ormanından ağaç kesmesi nedeniyle tazminata hükmedilmesi gerektiğine karar verilmesine karşın, bozma kapsamı dışına çıkılarak davanın tümden reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 12/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.