Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/5821 Esas 2022/9955 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5821
Karar No: 2022/9955
Karar Tarihi: 12.09.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/5821 Esas 2022/9955 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalıların arasındaki muvazaa davasında yapılan yargılama sonucunda, mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir. Konuyla ilgili Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamı dikkate alındığında, iptali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra gerçekleştiği kabul edilmiştir. Ayrıca davalıların kardeş olduğu ve birisinin taşınmazları ve şirketteki hisselerini yakınlarına devrettiği ortaya çıkartılmıştır. Yapılan işlemlerin davacının boşanma davası sonucu hükmedilecek muhtemel alacaklarının tahsilini engelleme amaçlı olduğu belirtilmiştir. Dosyanın incelenmesi sonrasında, davanın kabulüyle davalı ... adına olan tapu kaydının 1/2 oranında iptali ile, iptal edilen bu payın diğer davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, bu şekilde eski duruma getirilmesine karar verilmiştir. Ancak, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, davacının alacağının veya yasadan doğan bir talep hakkının kesin olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, açılan katkı payı alacağı davasının kesinleşmesi beklenerek, alacağının kesinleşmesi halinde İİK'nun 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak dava konusu taşınmaz üzerinde davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Konuya ilişkin kanun maddeleri BK madde 19, İİK madde 277 ve devamıdır.
4. Hukuk Dairesi         2022/5821 E.  ,  2022/9955 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki muvazaa davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava; BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay(Kapatılan) 17.Hukuk Dairesi’nin 10/04/2018 tarih, 2015/18157 Esas ve 2018/3980 Karar sayılı bozma ilamında; "iptali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra gerçekleştiğinin kabulünün gerektiği, öte yandan davalılar kardeş olup, davalı Saadettin’in 18/09/2009 - 16/10/2009 tarihleri arasında adına kayıtlı taşınmazları ve şirketteki hisselerini yakınlarına devrettiğinin anlaşıldığı, bu hali ile yapılan işlemlerin davacının boşanma davası sonucu hükmedilecek muhtemel alacaklarının tahsilini engelleme amacı taşıdığı, bu durumun davalı kardeşi tarafından bilinmemesinin de mümkün olmadığı belirtilerek, mahkemenin bu maddi ve hukuki olguları dikkate alarak davanın kabulüne karar vermesi" gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davaya konu...ili ...ilçesi... 2554 ada 12 parselde bulunan 37 nolu bağımsız bölümün davalı ... adına olan tapu kaydının 1/2 oranında iptali ile, iptal edilen bu payın diğer davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline ve bu şekilde eski duruma getirilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-BK'nun 19. maddesine göre dava açılabilmesi için İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak davacının kesinleşmiş bir alacağının veya yasadan doğan (miras payı gibi) bir talep hakkının varlığı ön koşul değildir. Ancak davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olması için davalıdan bir alacağının veya yasadan doğan (miras payı gibi) bir talep hakkının olması gereklidir.
    Öte yandan, davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekir.
    Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, davacı ile davalı Saadettin’in...3.Aile Mahkemesi’nin 2011/15-2012/801 sayılı ilamı ile boşandıkları, ayrıca...6.Aile Mahkemesi’nin 2014/448-2018/1246 sayılı dosyasında davacı ... tarafından davalı aleyhine katkı payı alacağı davası açıldığı; söz konusu davada; davacı ... lehine 697.500,00 TL katılma payı alacağına hükmedildiği ancak katkı payı alacağına ilişkin bu kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
    Bu durumda mahkemece, açılan katkı payı alacağı davasının kesinleşmesi beklenerek, davacının bir alacağının olduğunun kesinleşmesi halinde TBK’nun 19. maddesi gereğince İİK’nun 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak davalılar arasında gerçekleşen taşınmaz devrine ilişkin tasarrufun iptali ile davacı yararına hükmedilecek katkı payı alacağı ve fer’ileriyle sınırlı olmak üzere dava konusu taşınmaz üzerinde davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davalı ... adına olan tapu kaydının 1/2 oranında iptali ile, iptal edilen bu payın diğer davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 12/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara