Esas No: 2021/1349
Karar No: 2022/13331
Karar Tarihi: 27.06.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/1349 Esas 2022/13331 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2021/1349 E. , 2022/13331 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın yüzüne karşı verilen 04/02/2016 tarihli kararda temyiz başvuru süresinin “yüzüne karşı karar verilenler için tebliğden itibaren” başlayacağı belirtilmek suretiyle sanığın yanıltıldığı anlaşıldığından, kararın 18/03/2016 tarihinde tebliği üzerine sanık müdafiinin sunduğu 21/03/2016 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
26/11/2015 tarihli değer tespit tutanağına göre, suça konu lastiklerden kullanılabilir durumda olan 2 adedinin değerinin 150-200 TL olduğunun anlaşılması karşısında; suça konu lastiklerin değeri itibariyle sanık hakkında koşulları oluşmadığı halde cezasından TCK’nın 145. maddesi uyarınca indirim yapılması ve Dairemizce de benimsenen Yargıtay CGK'nın 26.03.2013 tarihli ve 2012/6-1232 E., 2013/106 K. sayılı içtihadında belirtildiği üzere, çalınan malın 3. kişiye satılması halinde; 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesinin uygulanabilmesi için hırsızlık suçunun failinin, sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın, hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlaması yetmez. Failin bizzat pişmanlık göstererek, satın alan iyiniyetli ise; sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlaması yanında aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermesi, kötü niyetliyse; satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati, kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi gerekir. Somut olayda da; sanığın suça konu lastikleri sattığı yeri veya kişiyi söylemesi suretiyle lastiklerin iadesini sağlaması gibi bir durumun söz konusu olmadığı, lastiklerin kolluk araştırması neticesinde bulunarak müştekiye teslim edildiği, yalnızca lastikleri satın alan kişinin zararını karşılamaktan ibaret eylemi nedeniyle, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması koşulları oluşmadığı halde, cezasından TCK’nın 168/2. maddesi gereğince indirim yapılması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; ayrıca sanık hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanırken etkin pişmanlığın soruşturma aşamasında gerçekleştiği kabul edildiği halde, indirim oranının 1/2'den fazla olması gerektiği gözetilmeden sanığın TCK'nın 142/2-h ve 145. maddeleri üzerinden belirlenen cezasından ½ oranında indirim yapılmış ise de; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 04.03.2008 gün ve 47/43 sayılı kararında açıklandığı üzere, yukarıda eleştiri konusu yapılan ve sanığın gerçekte alması gereken ceza miktarından daha az bir ceza almasına yol açan mahkeme uygulamasının sanığın lehine olması nedeniyle, bu yanılgılı uygulamada yapılan hatadan ötürü ikinci kez atıfet sağlayacak şekilde bozma yapılmasının adalet ve hakkaniyete uygun olmayacağı anlaşıldığından bozma nedeni yapılmamış; 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 27/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.