Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/33412 Esas 2022/13409 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/33412
Karar No: 2022/13409
Karar Tarihi: 27.06.2022

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/33412 Esas 2022/13409 Karar Sayılı İlamı

2. Ceza Dairesi         2020/33412 E.  ,  2022/13409 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, konut dokunulmazlığının ihlali
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    O yer Cumhuriyet savcısının, sanıklar ... ve ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümleri temyiz ettiği belirlenerek yapılan incelemede;
    20/07/2017 tarihli ve 7035 sayılı Kanun'un 21. maddesiyle yapılan değişiklik uyarınca 5271 sayılı CMK’nın 291/1. maddesinde yedi gün olarak belirtilen temyiz süresinin on beş gün olarak değiştirildiği, ancak Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay'dan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK'nın 305-326. maddeleri uygulanmakta olduğundan, daha önce Yargıtay incelemesinden geçmiş dosyada temyiz süresine ilişkin bir değişiklik yapılmadığı dikkate alındığında; sanık ...’in yüzüne karşı verilen hükümde temyiz süresinin tefhimden itibaren 15 gün olduğu belirtilerek yanıltmaya neden olunduğunun anlaşılması karşısında, yüzüne karşı verilen kararı 03.07.2020 tarihli temyiz dilekçesi ile temyiz eden sanık ...’in temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilmiştir.
    1- Sanık ... hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Sanık hakkında hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan 30.09.2015 tarihli hükme karşı sanık ...’nun temyiz talebinde bulunmadığı, o yer Cumhuriyet savcısının ise sadece konut dokunulmazlığının ihlali suçu yönünden verilen hükmü sanık aleyhine temyiz ettiği ve Dairemizin 03.02.2020 tarih ve 2019/13245 Esas ve 2020/1655 Karar sayılı ilamıyla sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçu yönünden kurulan hükmün bozulmasına karar verildiği, sanık hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarına ilişkin kararların temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmakla; mahkeme tarafından bu suçlardan kurulan 2020/165 E. - 2020/227 K. sayılı ve 18.06.2020 tarihli hükümlerin hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğu, bu bakımdan hukuken varlık kazanmayan ve infaz kabiliyeti bulunmayan bir kararın temyiz davasına konu edilmesi de mümkün olmadığından, sanık ve o yer Cumhuriyet savcısının konusu bulunmayan temyiz istemlerinin 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak REDDİNE,
    2- Sanık ... hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçu ile sanık ... hakkında konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Bozma üzerine yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hâkimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
    3- Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    5237 sayılı TCK'nın 142. maddesinde 6545 sayılı Kanun'un 62. maddesi ile yapılan ve 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik uyarınca, sanığa yüklenen TCK'nın 142/2-h, 143. maddelerinde öngörülen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırının 5 yıldan fazla olması ve Dairemiz bozması sonrası verilen, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 14.10.2021 tarihli, 2021/35 E., 2021/473 K. sayılı kararı dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK'nın 150/3. maddesi uyarınca sanığa zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devam edilerek aynı Kanun’un 188/1 ve 289/1-e maddelerine aykırı davranılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, 27.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara