Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/3318 Esas 2022/13375 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/3318
Karar No: 2022/13375
Karar Tarihi: 27.06.2022

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/3318 Esas 2022/13375 Karar Sayılı İlamı

2. Ceza Dairesi         2022/3318 E.  ,  2022/13375 K.

    "İçtihat Metni"


    Nitelikli hırsızlık ve iftira suçlarından sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/2-b, 267/1 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay ve 10 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Kartal 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/04/2012 tarihli ve 2011/966 esas, 2012/397 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 03/02/2022 gün ve 21569-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/03/2022 gün ve 2022/20533 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    Dosya kapsamına göre;
    1-Suçların 20/03/2004 tarihinde işlenmiş olması ve Kartal 2. Asliye Ceza Mahkemesince sanık hakkında 09/04/2012 tarihinde lehe aleyhe Kanun değerlendirilmesi yapılmadan mahkumiyet kararı verilmesi karşısında,
    01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9. maddesi 3. fıkrasında yer alan "lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir." şeklindeki düzenlemeye ve 5237 sayılı Kanun'un "zaman bakımından uygulama" başlıklı 7. maddesine nazaran, sanığın eylemine uyan anılan Kanun'un 142/2-b maddesi ile 765 sayılı Kanun'un 492/6. maddesinin; 5237 sayılı Kanun'un 268/1 maddesi delaletiyle 267. maddesi ile 765 sayılı Kanun'un 285/1. maddesinin somut olaya uygulanarak ortaya çıkacak sonuç cezaların karşılaştırılması suretiyle lehe kanunun belirlenmesi neticesinde karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
    2-Sanığın nitelikli hırsızlık suçuna konu eylemine uyan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 492/6. maddesinde tanımlanan hırsızlık suçu için öngörülen cezanın türü ve yukarı sınırına göre, aynı Kanun’un 102/3 ve 104/2. maddeleri ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun aynı suça uyan 142/2-b ve 66. maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucunda, anılan Kanun’un 7/3 ve 5252 sayılı Kanun’un 9/3. maddeleri nazara alındığında, zamanaşımı bakımından 765 sayılı Kanun'un sanık lehine bulunduğu, sanık hakkındaki iddianamenin 06/12/2011 tarihinde düzenlendiği de gözetilerek, suçun işlendiği 20/03/2004 tarihi ile kararın verildiği 19/04/2012 tarihleri arasında 765 sayılı Kanun’un 102/3 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 ay dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu gözetilmeden sanığın mahkûmiyetine karar verilmesinde,
    3-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'un 7/2, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2/2 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9/3. maddeleri karşısında, sanığın hırsızlık suçundan yakalanması üzerine müşteki Selim Aktaş'ın kimlik bilgilerini söyleyerek ifade verdiği tarihin, yani suçun işlendiği tarihin 20/03/2004 olduğu, sanığın sübutu kabul edilen iftira suçunun, 765 sayılı Türk Ceza Kanununda karşılığını oluşturan 285/1. maddesinde öngörülen hapis cezasının üst sınırı, zamanaşımını kesen diğer nedenler ile sanık hakkındaki mahkûmiyet kararının 19/04/2012 tarihinde verildiği hususları dikkate alındığında, 765 sayılı Kanun'un 102/4 ve 104/2. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 aylık olağanüstü zamanaşımı süresinin 20/09/2011 tarihinde dolduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında mahkemesince kabul edilen eyleminden dolayı gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi yerine yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Dosya kapsamına göre, katılan sıfatını alabilecek şekilde sanık ...’ın üzerine atılı hırsızlık suçundan zarar gören ve davaya katılma hakkı bulunan müşteki İbrahim Kazancı’nın ve yine sanık ...’ın üzerine atılı iftira suçundan zarar gören ve davaya katılma hakkı bulunan müşteki ...’ın 5271 sayılı CMK’nın 260/1. maddesi uyarınca yasa yollarına başvurma haklarının bulunduğunun, ancak müştekilere kovuşturma evresinde yöntemine uygun şekilde 5271 sayılı CMK’nın 234/1-b-1. maddesi uyarınca duruşma gününü bildiren tebligatların yapılmadığının, bu nedenle sanık ... hakkında açılan davadan usulüne uygun olarak haberdar edilmediklerinin ve davaya katılabilmeleri için olanak tanınmadığının anlaşılması karşısında, yasa yollarına başvurma hakkı bulunan ve yokluklarında hüküm verilen müştekilere hükmün tebliği gerektiğinden anılan hükümlerin usulüne uygun kesinleşmediği belirlenmekle; kesinleşmemiş kararlara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağından, Kartal 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/04/2012 tarihli kararının müştekilere usulüne uygun olarak tebliğ edilerek kesinleştirilmesinden sonra yeniden kanun yararına bozma isteminde bulunulması mümkün olup, (KARTAL) 2. Asliye Ceza Mahkemesinin henüz kesinleşmeyen 19/04/2012 tarihli ve 2011/966 E., 2012/397 K. sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 27/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara