Esas No: 2021/24488
Karar No: 2022/10156
Karar Tarihi: 13.09.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/24488 Esas 2022/10156 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/24488 E. , 2022/10156 K.Özet:
Davalı sigorta şirketi ile hayat sigortası yapan davacıların murisinin ölümü üzerine poliçe teminatının ödenmesi talebine rağmen ödeme yapılmadığı gerekçesiyle açtıkları tazminat davası, lehtar olmamaları nedeniyle taraf ehliyeti dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddedilmiştir. Ancak yapılan itirazlar ve araştırmalar sonucunda dava dışı bankanın alacağın davacılara tazminat olarak ödenmesine muvafakat ettiği anlaşıldığından davaya tekrar bakılması kararlaştırılmıştır. Yapılan ikinci yargılama sonucunda sigorta yaptıranın bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediği kabul edilerek, davacıların talebi reddedilmiştir.
TTK 1435 ve devamı madde - eski TTK.1290 madde: Sigorta sözleşmeleri karşılıklı iyiniyet ve güven esasına dayalı olarak kurulan sözleşmelerdir ve güven ve iyiniyet ilkesi ile yasal düzenlemeler gereği, sigorta yaptıranın önemli tüm hususları poliçenin tanzimi sırasında sigortacıya bildirmekle yükümlü olduğu ifade edilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatı İle)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili; davacıların murisi ...'in dava dışı bankadan kullandığı kredi nedeniyle davalı sigorta şirketi ile hayat sigortası yapıldığını, davacıların murisinin 16/02/2014 tarihinde ölümü üzerine poliçe teminatının ödenmesi talebine rağmen ödeme yapılmadığını belirterek poliçe bedeli olan 40.000,00 TL'nin murisin ölümü tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile beraber davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; hayat sigorta sözleşmesinde lehtar olarak T. İş Bankası A.Ş. tayin edilmiş olduğundan ölüm tazminatını isteme hakkının da T. İş Bankası A.Ş.'ye ait bulunduğunu, davacıların dava açma sıfatlarının bulunmadığını, ayrıca ölen sigortalının beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, taraf ehliyeti dava şartının yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Daire’nin 16/10/2017 gün ve 2016/10992 E.-2017/9062 K. sayılı ilamında; “Mahkemece her ne kadar davacıların lehtar olmamaları nedeniyle dava açma hakları olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle taraf ehliyeti dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, geri çevirme kararımız üzerine yapılan araştırma sonucu dava dışı bankanın 15/06/2016 tarihli cevap yazısında poliçede bulunan alacağın davacılara tazminat olarak ödenmesine muvafakat ettiklerini bildirmiş olmasına göre davanın esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken hiçbir araştırma yapılmadan yazılı gerekçe ile usulden reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozma nedeni yapılmıştır.” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü ile 40.000,00 TL'nin 03/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara miras hisseleri oranında verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 18/03/2021 gün ve 2020/3951-2021/2974 sayılı bozma ilamında özetle, “Dosya kapsamından murisin sözleşme tarihi olan 19.04.2013 tarihi öncesinde hipertansiyon, kronik iskemik kalp hastalığı, koroner BY PASS ameliyatı ve kronik iskemik kalp hastalığı öyküsü olduğu, 1996 senesinde açık kalp ameliyatı yapıldığı, 2012 senesinde kemik iliği kanseri teşhisi konduğu, İstanbul Medicalpark Hastanesinde ilik nakli yapıldığı, sonrasında...Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde kemoterapi tedavisinin devam ettiği anlaşılmaktadır. Tüketici Kredilerine Yönelik Hayat Sigortası Başvuru Formu’nun sağlık beyanı bölümündeki, “Kalp hastalıkları, kanser, böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği, felç, beyin, damar hastalıkları, sinir sistemi hastalığı veya benzeri yaşamsal risk taşıyan herhangi bir hastalığınız bulunuyor mu? Bu tür hastalıklarla ilgili olarak ameliyat oldunuz mu veya yatarak tedavi gördünüz mü?” şeklindeki sorulara da sigortalı “HAYIR” cevabını vermiştir. Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; sigorta sözleşmelerinin karşılıklı iyiniyet ve güven esasına dayalı olarak kurulan sözleşmeler olduğu; güven ve iyiniyet ilkesi ile yasal düzenlemeler (TTK 1435 ve devamı md. - eski TTK.1290 md.) gereği, sigorta yaptıranın önemli tüm hususları poliçenin tanzimi sırasında sigortacıya bildirmekle yükümlü olduğu; davacılar murisi sigortalının poliçe tanziminden önce ölüme sebep olan hastalığını sigortacıya bildirmeyerek beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.” şeklindeki gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacılar vekilinin yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 21,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına 13/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.