Esas No: 2022/3112
Karar No: 2022/13371
Karar Tarihi: 27.06.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/3112 Esas 2022/13371 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2022/3112 E. , 2022/13371 K."İçtihat Metni"
Hırsızlık, sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/12/2020 tarihli ve 2020/177245 soruşturma, 2020/110614 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 21/04/2021 tarihli ve 2021/541 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 18/01/2022 gün ve 23273-2021- Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/02/2022 gün ve 2022/12190 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla soruşturmanın genişletilmesine karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, eczacı olan müştekinin işletmekte olduğu eczanede ilaç dağıtım firmaları tarafından yapılan ilaç teslimlerinde kullanılmak üzere önceden boş şekilde imzalamış olduğu çekleri bulundurduğu, kendisinin eczanede bulunmadığı zamanlarda diğer çalışanların bu çekleri doldurarak ödeme için kullandığı, şüphelilerden ...'ın bu eczaneye komşu işyerinin bulunduğu ve bir fırsatını bularak bu imzalı çeklerden iki adedini habersizce ele geçirerek 60.000 Türk lirası bedelli olarak doldurulup, çeklerin lehdarı olarak diğer şüpheli ...'ın gösterildiği iddiaları nedeniyle yapılan soruşturma neticesinde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca yeterli delil elde edilemediğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; müşteki vekili tarafından dosyaya ibraz edilmiş olan Whatsapp yazışmalarında, müştekinin şüpheli İbrahim'in kardeşi olduğu belirtilen ...., 'a yönelik "....,Allah hepinizin belasını versin evim aram yüzünüzden hepsi icra konuldu" şeklinde mesaj yazması üzerine, ...'in de cevaben "Abla şerefsiz kardeşim İbrahim yüzünden inan bende bulamiyorum senden habersiz çaldığı çekler yüzünden basın girdi bela" şeklinde mesaj yazdığının anlaşılması karşısında, öncelikli olarak şüpheli ... ile kardeşi ...., ve tespit edilecek tanıkların ifadelerinin alınması, şüpheli tarafından atılı suçun inkar edilmesi halinde bahse konu çek üzerindeki yazı ve imzaların kime ait olduğunun tespitine yönelik olarak müşteki ve şüphelilerden yazı ve imza örnekleri alınarak kriminal inceleme yaptırılması ve taraflar arasında ticari ilişkinin bulunup bulunmadığının tespitine ilişkin müşteki ve şüphelilerin ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturmaya dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz üzerine, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, bir suçun işlendiği ihbarını alan Cumhuriyet savcısı, delil toplayıp maddi gerçeği araştırmaya başlayarak, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe bulunması halinde, aynı Kanun’un 170/2. maddesi uyarınca iddianame düzenleyip kamu davasını açmakla, yeterli şüphe bulunmaması halinde ise Kanun’un 172. maddesi uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına karar vermekle görevli bulunmaktadır. Buna karşın Cumhuriyet savcısının kararına itiraz üzerine Sulh Ceza Hakimliğince Cumhuriyet savcısı tarafından gerekli delillerin toplanmadığı veya araştırmanın olayın özelliğine göre yetersiz ve yüzeysel kaldığının açıkça anlaşıldığı durumlarda, soruşturmanın eksik yapıldığından bahisle, genişletilmesine gerek görürse bu hususu açıkça belirtmek suretiyle CMK’nın 173/3. maddesi uyarınca soruşturmanın genişletilmesi kararı vererek, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir, Cumhuriyet başsavcılığı belirtilen eksikleri tamamlayıp delilleri topladıktan sonra itirazı incelemek üzere dosyayı yeniden Sulh Ceza Hakimliğine gönderecektir. Sulh Ceza Hakimi bu kez dosyayı inceleyip itirazı kabul veya reddedecektir.
İnceleme konusu dosyada, eczacı olan müşteki ...’ın avukatı tarafından 20/10/2020 tarihinde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan şikayet dilekçesinde özetle; müştekinin işletmekte olduğu eczanede ilaç dağıtım firmaları tarafından yapılan ilaç teslimlerinde kullanılmak üzere önceden boş şekilde imzalamış olduğu çekleri bulundurduğunun, kendisinin eczanede bulunmadığı zamanlarda diğer çalışanların bu çekleri doldurarak ödeme için kullandıklarının, şüphelilerden ...’ın bu eczaneye komşu iş yerinin bulunduğunun ve bir fırsatını bularak bu imzalı çeklerden iki adedini habersizce ele geçirdiğinin, sonrasında bu çeklerin 60.000 TL bedelli olarak doldurulup, lehtar olarak diğer şüpheli ...’ın gösterildiğinin, çeklerden birisi ... tarafından bankaya ibraz edilince, kendisini arayan banka görevlisine bu çeklerin habersizce iş yerinden alındığını bildirmesi üzerine çeki tahsil edemeyen şüpheli ...’ın eczaneye geldiğinin, hatta ...’ı tanımadığı için ilaç almaya gelen birisi zannettiğinin, ancak sonrasında bu şahsın kendisine “İbrahim’i alın gelin ve çekin ödeme tarihini bir ay erteleyelim. Bende 60.000 TL’lik bir çekin daha var, seni şikayet edeceğim.” diyerek eczaneden ayrıldığının ve bu esnada iki çalışanı ile başka bir hastanın da eczanede olduğunun, sonrasında ise ... tarafından bu çeklerden birisi sebebiyle hakkında icra takibi başlatıldığının iddia edilmesi üzerine yapılan soruşturma neticesinde, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca şüpheli ...’ın ifadesi de alınmadan şüpheliler hakkında atılı hırsızlık, resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediklerine dair yeterli delil elde edilemediğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; müşteki vekili tarafından dosyaya ibraz edildiği anlaşılan Whatsapp (mesajlaşma uygulaması) yazışmalarında, müştekinin şüpheli ...’ın kardeşi olduğu belirtilen ... ’a yönelik “... Allah hepinizin belasını versin evim aram yüzünüzden hepsi icra konuldu” şeklinde mesaj yazması üzerine, ...’in de cevaben “Abla şerefsiz kardeşim İbrahim yüzünden inan bende bulamiyorum senden habersiz çaldığı çekler yüzünden basın girdi bela” şeklinde mesaj yazdığının anlaşılması karşısında; öncelikle şüpheli ... ile kardeşi ... ...ve tespit edilecek tanıkların ifadelerinin alınması, şüpheli tarafından atılı suçun inkar edilmesi halinde bahse konu çek üzerindeki yazıların ve varsa (dosya kapsamında çekin aslı bulunmadığından ve çek arkasında bir cironun olup olmadığı belli olmadığından) ciranta imzası yahut imzalarının kime ait olduğunun tespitine yönelik olarak müşteki ve şüphelilerden yazı ve imza örnekleri alınarak ve bahse konu çek aslının temini sağlanarak bu hususta kriminal inceleme yaptırılması ve taraflar arasında ticari ilişkinin bulunup bulunmadığının tespitine ilişkin müşteki ile şüphelilerin ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılması ve tüm bunların sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumlarının takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmediğinden, anılan hususlarda soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (İSTANBUL ANADOLU) 3. Sulh Ceza Hakimliğince kesin olarak verilen 21/04/2021 tarihli ve 2021/541 D. İş sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (a) bendi uyarınca sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 27/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.