Esas No: 2022/1224
Karar No: 2022/10513
Karar Tarihi: 19.09.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/1224 Esas 2022/10513 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2022/1224 E. , 2022/10513 K.Özet:
Mahkeme, İcra ve İflas Kanunu'nun 277 vd. maddelerine göre tasarrufun iptali istemiyle açılan bir davada, davacının borçluyla işlem yaptığı akrabaların da dava kapsamına dahil edilmesi gerektiği ancak bu yapılmadığı için kararın bozulduğunu belirtti. Mahkeme, bu doğrultuda davalı 3. kişi'nin de davaya dahil edilmesine karar vererek, dava kapsamındaki taşınmazın borcu karşılamadığı için iptaline hükmetti. Karar temyiz edildi, ancak temyiz itirazları reddedildi ve karar onandı. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanmıştır:
- İİK'nın 277 vd. maddeleri: Tasarrufun İptali Davaları
- İİK'nın 278/3-1 maddesi: Derece Yakın Akrabalar Arasında Yapılan Tasarrufların Bağışlama Hükmünde Sayılması ve İptali
- İİK'nın 283/1 maddesi: Alacağın Tamamını Karşılayacak Şekilde İptal Edilen Tasarrufların Haczi ve Satışı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki İİK’nın 277 vd. maddelerine göre tasarrufun iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17/03/2021 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ...vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 23/10/2019 tarihli ve 2017/302 esas, 2019/9880 karar sayılı ilamı ile; “Somut olayda, dava ve temyize konu edilen taşınmaz, borçlu davalı ... tarafından dava dışı babası ...’ya, onun tarafından da davalı ...’ya satılmıştır. Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde, borçlu ... ve ...taraf olarak gösterilmiş ancak borçlu ile işlemde bulunan babası ... davaya dahil edilmeksizin davanın esasına girilerek kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece, davacıya borçlu ile işlemde bulunan ...’ya davaya dahil etmesi için süre verilmesi ve bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.” şeklindeki gerekçeyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak, davalı 3. kişi ... davaya dahil edilmiş, yapılan yargılama sonucunda; davalı 4. kişi Songül’ün davalı borçlu ...n karısı, davalı 3. kişi İsmail’in gelini olması, davalı 3. kişi İsmail’in duruşmada alınan ikrar mahiyetindeki beyanı da gözetilerek İİK’nın 278/3-1 maddesinde bu derece yakın akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığı ve iptale tabi olduğu, davalı 4. kişi Songül’ün davalı borçlu ...n alacaklıdan mal kaçırmak ya da alacaklının ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması ve diğer davalı 3. kişi İsmail’in bunu bilerek devir yapması nedeniyle, davanın kabulü ile davaya konu taşınmazın devrine ilişkin satış işleminin İİK’nın 283/1. maddesi uyarınca alacağın tamamını karşılayacak şekilde iptaline, davacıya icra dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ...vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, özellikle davanın terditli olarak açılan BK’nın 18. maddesine dayalı muvazaa nedeniyle satış işleminin hükümsüzlüğünün tespiti, olmadığı takdirde İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olmasına, ister İİK’nın 277 vd maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarında
../...
isterse BK’nın 18. maddesine göre açılmış muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin davalar olsun davanın görülebilmesi için davacının bir alacağının bulunmasının gerekmesine, davacının davalı borçlu İlyas’tan alacaklı olduğunun ve devirlerin borcun doğumundan sonra yapıldığının sabit olmasına, dosyaya aciz belgesi sunulmamış ve 04/04/2008 tasarruf tarihinin üzerinden 5 yıl geçtikten sonra 21/10/2014 tarihinde icra takibi yapılmış ve yine 04/04/2008 tasarruf tarihinin üzerinden 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra eldeki dava açılmış ise de, asıl talep olan BK’nın 18. maddesi uyarınca değerlendirme yapılması gerekmesine, ancak BK’nın 18. maddesine göre yapılan değerlendirmede muvazaanın varlığının dosya kapsamından anlaşılmasına, davacı vekilinin talebinin yargılama sırasındaki sözlü beyanına göre de taşınmazın aynına ilişkin olmayıp alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK’nın 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptale ve tescile gerek olmaksızın haciz ve satış isteyebilmesi yönünde hüküm oluşturulmasına, kararda yazılı diğer gerekçelere göre mahkeme kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan, davalı ...vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan kararın ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.536,97 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'dan alınmasına, 19/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.