Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13398 Esas 2022/10498 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/13398
Karar No: 2022/10498
Karar Tarihi: 19.09.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13398 Esas 2022/10498 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/13398 E.  ,  2022/10498 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Davacı ... vekili Av. ... tarafından, davalı ...Ş aleyhine 23/09/2020 tarihli dilekçe ile trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakemince yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalının itirazının kısmen kabulü ile UHH kararı kaldırılarak başvurunun kısmen kabulüne dair verilen 15/02/2021 tarih ve 2021/İHK-4347 sayılı kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya incelenerek gereği görüşüldü.
    KARAR

    Davacı vekili; 31/08/2019 tarihinde davacının yolcu konumunda olduğu ve davalıya trafik sigortalı aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucu davacının %25 oranında malul kalığını, 9 ay geçici iş göremezliğe uğradığını, davalıya yapılan başvuruya cevap verilmediğini belirterek, belirsiz alacak davası olarak 5.000,00 TL sürekli ve 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üsere toplam 5.100,00 TL nin 09/01/2020 temerrüt tarihinden itibaren davalıdan tahsilini talep etmiş; 21/12/2020 tarihli dilekçesiyle talebini 304.985,31 TL sürekli ve 20.064,17 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 325.049,48 TL ye artırmıştır.
    Davalı vekili; erişkinler için durum bildirir rapor ibrazı gerektiği, müvekkilinin faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu belirterek, başvurunun usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun kabulü ile 20.064,17 TL geçici ve 304.985,31 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 325.049,48 TL tazminatın 22/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince; davalının itirazının kısmen kabulü ile uyuşmazlık hakem heyeti kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle başvurunun kısmen kabulü ile 19.686,87 TL geçici ve 288.707,84 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 308.391,71 TL tazminatın 22/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1) Davacının temyiz istemi yönünden;
    Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından hükme esas alınan 13/12/2020 tarihli hesap raporunda; hesaplama PMF 1931 tablosu ve progresif rant esasına göre yapılmış, İtiraz Hakem Heyetince davalının itirazı üzerine TRH 2010 tablosu ve 1.8 teknik faiz esasına göre bilirkişiden 05/02/2021 tarihli ek rapor alınmış, davacı vekili ek rapora karşı itirazında PMF 1931 hayat tablosu ve progresif rant esasına göre hesaplama yapılması gerektiğini ileri sürmüş, İtiraz Hakem Heyetince davacının ek rapora yönelik itirazı reddedilerek hüküm kurulmuştur.
    Trafik kazasında bedensel zarara uğrayan ve buna dayalı olarak tazminat isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri daha önceki yıllarda Fransa'dan alınan 1931 tarihli "PMF 1931" cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı,... Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, ...Üniversitesi ve ...Üniversitesi'nin çalışmalarıyla "TRH 2010" adı verilen "Ulusal Mortalite Tablosu" hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu'na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Bu itibarla; tazminat hesaplamasında TRH 2010 yaşam tablosunun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş olmakla birlikte birlikte, davacı vekilinin gerek hükme esas alınan 05/02/2021 tarihli hesap raporuna itirazında gerekse temyiz dilekçesinde PMF1931 tablosunun kullanılması gerektiğine itiraz ve kabulü nedeniyle, tazminat hesabında PMF 1931 tablosunun (TRH 2010 tablosundan daha kısa ömür süresi belirlediği halde davacı kabulü gereği) kullanılması gereklidir.
    Davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve İHH tarafından da karara esas kabul edilen 05/02/2021 tarihli aktüer raporunda; yeni ZMSSGŞ ve ekindeki cetvellere göre hesaplama yapılmış ise de; Anayasa Mahkemesi'nin 17.07.2020 tarih- 2019/40 E.- 2020/40 K. sayılı kararı gereği, sürekli iş göremezlik tazminatının hesabında, yeni ... Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve % 1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanmasının mümkün olmadığı Dairemizce kabul edilmektedir. Açıklanan nedenle tazminat hesaplamasının %1.8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak yapılması gereklidir ki, İtiraz Hakem Heyeti tarafından esas alınan rapor, bu yönüyle de yeterli bir rapor değildir.
    Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacı için PMF 1931 Tablosuna göre muhtemel bakiye ömür süresinin belirlenmesi (davalı lehine olacak biçimde daha kısa ömür süresi belirlediği halde davacı vekilinin hesap raporuna itiraz ve temyiz dilekçesindeki talebiyle bağlı kalınması gerektiğinden), 1.8 teknik faiz uygulanmadan ve işleyecek devre bakımından da “progresif rant” formülü kullanılarak tazminatın hesaplanmasının gerektiği dikkate alınmak suretiyle, anılan biçimde hesaplama yapan ve davacı tarafın kabul edip üzerinden miktar artırımı yaptığı 13/12/2020 tarihli aktüer raporunun karara esas alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2) Davalının temyiz itirazlarına gelince;
    a) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporunun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük görülmemesine, geçici iş göremezlik zararının trafik sigortasının teminatı kapsamında olmasına, kaza tespit tutanağı ve oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen rapordaki kusur tespitinin benimsenmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    b) İtiraz Hakem Heyetince; kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine 30.037,41 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.
    5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30.maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesi ile adı geçen Yönetmeliğin 16. maddesine eklenen 13. Fıkra uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
    Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17.maddesi (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.
    Açıklanan nedenlerle; İtiraz Hakem Heyeti'nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (2-a) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2-b) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına, (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 19/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara