Esas No: 2022/6494
Karar No: 2022/10601
Karar Tarihi: 19.09.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/6494 Esas 2022/10601 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2022/6494 E. , 2022/10601 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce başvurunun kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 14/01/2021 tarih 2021/İHK-780 sayılı tarafların itirazının reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; davacının desteği annesi...n yolcu olarak bulunduğu araç ile kaza tarihinde ... sigortası olmayan araç arasındaki çift taraflı trafik kazasında davacının desteği Şehri’nin vefat ettiğini, davacının doğuştan engelli olup, desteğe muhtaç olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak olarak şimdilik 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, taleple bağlı kalınarak başvurunun kabulü ile 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 28/05/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince tarafların itirazlarının reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinden; 05/08/2014 tarihli anlaşma tutanağı başlıklı belgede kaza sırasında sigortası olmayan zarar sorumlusu kamyon sürücü Basir Yıldız tarafından, destek Şehri’nin ölümünden dolayı müteveffa Şehri’nin mirasçılarına “kaza masrafları, hastane masrafları ve diğer masraflar” adı altında 28.000,00 TL ödeme yapıldığı, ancak belgede söz konusu miktarın ne kadarının davacı ...’e verildiği, ödemenin ne kadarının manevi tazminata, ne kadarının maddi tazminata ilişkin olduğu hususunun belirtilmediği anlaşılmıştır.
Şu durumda öncelikle bahsi geçen ödemenin ne kadarının davacı ...’e verildiği, ödemenin ne kadarının manevi tazminata, ne kadarının maddi tazminata ilişkin olduğu hususunun belirlenmesi, daha sonra yarar ve zararın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca ödeme tarihinden rapor tarihine kadar kısmi ödemeye işleyen faiz tutarının eklenmesi suretiyle bulunacak güncellenmiş değerin hesaplanan toplam tazminattan mahsubu gerekir.
O halde İtiraz Hakem Heyetince, davacı ...’e yapılan ödemenin hangi tazminat kaleminden ne miktarda ana para olarak ödendiği belirlenmek suretiyle ödemenin güncellendiği, denetime elverişli ek rapor alınıp sonucuna göre, davalı taraf lehine oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle (ilk hesap raporunun düzenlendiği 14/10/2020 tarihindeki veriler kullanılarak) karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK'nun 52. maddesinde (TBK md. 44) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK’nun 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Somut olayda; otomobilde yolcu konumunda olan davacının desteği Şehri’nin kaza tespit tutanağına göre emniyet kemerinin takılı olmadığı, araçtan fırlama neticesinde hayatını kaybettiği anlaşılmaktadır.
Şu durumda, davacının desteği Şehri’nin kaza sırasında emniyet kemerini takmaması nedeniyle Dairemiz yerleşik uygulamalarına göre hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken, indirim yapılmamış olması doğru görülmemiştir.
4-Dairemizce kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile ortak paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise destek gelirden eşi ile birlikte 2’şer pay alırken çocuklara birer pay verileceği, yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1’er pay, ana ve babaya 1’er pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay, hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak, anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine çok uygun düşmektedir. Çünkü Türk aile sisteminde desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükselecektir. Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay, eşe 2 pay esasına göre %50 pay desteğe, %50 pay eşe verilerek varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak tazminat bu ilkelere göre hesaplanmalıdır.
Hakem heyetince hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda, müteveffanın destek tazminatı hesabı yapılırken; anne ve babaya pay ayrılmadığı, desteğin tüm gelirini davacı kızı Çiğdem ile paylaşacağı varsayımı ile hesaplama yapıldığı görülmektedir. Dosya kapsamında desteğin kaza tarihinde anne ve babasının hayatta olup olmadığı araştırılmaksızın, desteğin gelirinden anne ve babaya destek payı ayrılmadan yapılan hesaplama eksik ve hatalı olmuştur.
O halde hakem heyetince, desteğin nüfus kayıtları celp edilerek, kaza tarihinde destek Şehri’nin anne ve babasının hayatta olup olmadığı hususunun araştırılması suretiyle Dairemiz uygulamasına da uygun şekilde; aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, destek paylarının hatalı belirlendiği rapordaki hesaplamanın kabulü doğru görülmemiştir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın hakem kararının saklanması kararını veren ... 12. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 19/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.