Esas No: 2022/7637
Karar No: 2022/10724
Karar Tarihi: 20.09.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/7637 Esas 2022/10724 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2022/7637 E. , 2022/10724 K.Özet:
Davacı, borçlu hakkında semeresiz kalan takip sonrasında kendisine ait olan 6 adet gayrimenkulün diğer davalılara devredildiği gerekçesiyle tasarrufun iptali davası açmıştır. Mahkeme, davayı reddetmiş ve karar temyize götürülmüştür. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, davalılar İbrahim ve diğerleri yönünden davanın kabulüne hükmetmiştir. Davacı, feragat ettiğini sadece İbrahim ve diğerleriyle ilgili olarak belirtmiş ancak mahkeme tüm davalılar yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar vermiştir. Davacı, bu yanlış kararın tavzih yoluyla düzeltilmesini istemiş ancak talebi reddedilmiştir. Kararın düzeltilmesi gerektiği ancak talebin reddedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu belirtilerek ek kararın bozulması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Hükümlerin Tavzihi başlıklı 305. madde ile Hükmün Tamamlanması başlıklı 305/A maddesi detaylarıyla açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı feragat nedeni ile davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı ... vekili tarafından tavzihi istenmiş tavzih istemi 15.10.2021 tarihinde red edimiş, bu red kararının temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, borçlu ... hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını ...'nın kendisine ait olan 6 adet gayrimenkulü diğer davalılara devrettiğini belirterek, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının temyizi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 01.04.2019 tarih 2016/1442 Esas 2019/3922 Karar sayılı ilamı ile, davacının sair temyiz itirazları reddedilmiş, davalı ..., ... ve... yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Bozmadan sonra davalılar ... ve... yönünden davanın reddine diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, davacı asıl 04.03.2021 tarihli dilekçe ile davalı ... ve... yönünden davadan feragat ettiğini belirtmiş, mahkeme 26.03.2021 tarihli kararı ile davanın feragat nedeniyle reddine karar vermiş, davacı feragatin sadece davalılar İbrahim ve... yönünden yapıldığını belirterek, kararın tavzih yolu ile düzetilmesini istemiş, bu talebi 15.10.2021 tarihinde red edilmiş, bu karar da, tavzih talep eden davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Hükümlerin tavzihi; hükmün müphem olması veya birbirine aykırı (çelişik) fıkralar ihtiva etmesi halinde, hükmün gerçek anlamının meydana çıkarılması için başvurulan bir yoldur.
HMK’nın “Hükmün Tavzihi” başlıklı 305 nci maddesinde; hüküm yeterince açık değilse veya yerine getirilmesinde duraksama uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, yerine getirilmesi tamamlanıncaya kadar taraflardan her birinin hükmün açıklanmasını veya duraksama ya da aykırılığın giderilmesini isteyebileceği, hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların, tavzih yolu ile sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği açıklanmıştır.
Anılan Kanun'a, 7251 sayılı Kanun’un 27 nci maddesi ile ilave edilen “Hükmün Tamamlanması” başlıklı 305/A maddesinde; “Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Yargılamada ileri sürülen veya mahkemece kendiliğinden hükme geçirilmesi gereken ancak hüküm verilmeyen talepler hakkında mahkemece ek karar verilmesi, açıkça hüküm altına alınmıştır.
Tavzih, kural olarak sadece hüküm fıkrası hakkında olur. Hükmün gerekçesinin açıklanması için, tavzih yoluna başvurulamaz. Ancak, hüküm fıkrası ile gerekçe arasında bir çelişki varsa, bu çelişkinin giderilmesi için tavzih yoluna başvurulabilir (HGK'nın 14/06/1967 tarihli ve 1967/9-462 E, 300 K, sayılı kararı).
Somut olayda, davacı karardan sonra aralarında mecburi dava arkadaşlığı olmayan davalılardan sadece İbrahim ve... ile ilgili davasından feragat ettiğini belirtmesine rağmen mahkemece verilen 26.03.2021 tarihli ek karar ile tüm davalılar yönünden davanın feragat nedeniyle red ettiği, davacının tavzihle davalı ... yönünden feragat olmadığı için kararın düzeltilmesini istediği, buna göre, yapılan hatanın düzeltilmesi gerekirken, başvurunun reddedilmesi usul ve kanuna aykırı olup, ek kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkemenin 15.10.2021 tarihli ek kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 20/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.