Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/17353 Esas 2022/10680 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/17353
Karar No: 2022/10680
Karar Tarihi: 20.09.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/17353 Esas 2022/10680 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/17353 E.  ,  2022/10680 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkındaki Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyetinin 2021/İHK-8886 Karar sayılı ve 30/03/2021 tarihli kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda; 20/08/2016 tarihinde meydana gelen çift taraflı kazada sigortalı araçta yolcu konumunda bulunan davacının yaralandığını ve malul kaldığını, davalı ... şirketinin davacıya çarparak yaralanmasına neden olan aracın trafik sigortacısı olduğunu, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL sürekli ve geçici iş göremezlik zararının temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile tahsilini talep etmiş, ıslahla talebini 67.615,41 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
    Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre başvurunun kabulüne, toplam 67.615,41 TL maluliyet tazminatının 29/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, karar verilmiş, davalı vekilinin itirazlarının İtiraz Hakem Heyetince reddine dair karar, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Söz konusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak 20/11/2019 tarihli Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp ABD Başkanlığı raporuna göre davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti %5 olarak belirlenmiştir. Anılan bu rapor kaza tarihinde yürürlükte olmayan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği için hüküm kurmaya elverişli değildir.

    Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01/06/2015 tarihinden sonra da Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
    20/08/2016 kaza tarihi itibari ile Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri yürürlükte olup davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 15/06/2020 tarihli raporun Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği anlaşılmakla, davacı tarafa kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak tanzim edilmiş maluliyet raporunu sunması için süre verilmesi, maluliyet raporunun sonucuna göre gerekirse yeniden aktüer raporu alınarak (davalı lehine kazanılmış haklar dikkate alınarak)karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    3-Somut olayda, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davacı yararına davalı aleyhine tam nispi vekalet ücretine hükmedilmiş; davalı vekilinin İtiraz Hakem Heyeti nezdinde vekalet ücretine dair yapmış olduğu itiraz reddedilmiştir.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde tam nispi vekalet ücretine karar verilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretin altında kalması nedeni ile AAÜT'nin 17. maddesi gereğince karar yılındaki maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde tam nispi vekalet ücretine karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 20/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara