Esas No: 2021/14095
Karar No: 2022/10878
Karar Tarihi: 27.09.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/14095 Esas 2022/10878 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/14095 E. , 2022/10878 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, davacılar murisinin davalı bankadan kredi kullandığını, bu kredi için bir yıl süreli hayat sigortası yapıldığını, sürenin dolmasından sonra davalı bankanın sigortanın yenilenmesi konusunda istekte bulunduğunu, bu arada davacılar murisinin Nilüfer Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığı'nın 21/08/2013 tarihli kararı gereğince 840,00-TL alacaklı duruma geçtiğini, bu bedelin banka tarafından 19/09/2013 tarihinde muris hesabına aktarıldığını, 840.00-TL'nin 810,00TL'lik bölümüne davalı banka tarafından bloke konularak hayat sigortası primine kesildiğini, bu suretle 19/09/2013 tarihinden itibaren sigorta sözleşmesinin yenilendiğini, 12/01/2014 tarihinde ise sigortalı Muris ...'nin vefat ettiğini, poliçe ile teminat altına alınan riskin doğduğunu, bakiye kredi borcunun sigorta şirketi tarafından ödenmesi gerektiğini ileri sürerek 19/09/2013 tarihi itibariyle bakiye borç miktarı olan 36.133,00-TL 'nin avans faizi ile birlikte davacılara ödenmesini talep etmiştir.
Davalı banka vekili, davanın reddini savunmuş, sigorta priminin ödenmemesi sebebiyle yenileme yapılmadığını, sigortalı murise bu konuda birkaç kez telefon ve SMS yoluyla uyarıda bulunulduğunu, ancak prim ödenmediği için sigortanın 01/08/2013 tarihinde iptal olduğunu, poliçe geçerli ve risk gerçekleşmiş olsa dahi en çok 26.425.-TL ödenmesi gerekeceğini ileri sürmüştür.
Davalı sigorta şirketi vekili, rizikonun poliçe sigorta süresi içinde meydana gelmediğini, primin kendilerine intikal etmediğini, hayat sigortası yapılmasının zorunlu olmadığını, teminat tutarının vefat tarihine göre belirlenmesi gerektiğini, davacıların daha önce sigorta şirketine müracaatta bulunmadıklarını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ile yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile 23.798,12-TL'nin dava tarihinden işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava bireysel kredi sözleşmesi nedeniyle yapılan hayat sigorta sözleşmesine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda uyuşmazlık; kredinin birinci yılı için murise hayat sigortası yaptıran davalıların , müteakip yıllar için bunu yaptırması gerekip gerekmediği ve sözleşme hükümleri uyarınca kusurlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davalı banka ile davacıların murisi ... arasında, 26/06/2012 tarihli 30.000,00 TL bedelle 5 yıl vadeli bireysel kredi sözleşmesi imzalanmış, sigortalı muris için Türkiye Hayat Emeklilik tarafından 1 yıl vadeli hayat sigortası yapılmış, 26/06/2012-26/06/2013 başlangıç ve bitiş tarihli poliçe için 681,50 TL prim belirlenerek kredinin kullandırıldığı gün murisin hesabından tahsil edilmiştir.Bu poliçenin sona ermesine yakın tarihte 27/05/2013 günü, davalı banka Murisin cep telefonuna SMS göndermiş,metin içeriğinde "Krediniz ile bağlantılı kredi hayat sigortası poliçenizi yenilemek için lütfen şubenize başvurunuz" yazıldığı görülmüştür. Sonrasında 25/06/2013 başlangıç ve 25/06/2014 bitiş tarihli 13548482 nolu hayat sigortası 2. yıl poliçesini düzenlenmiştir. Ancak poliçenin incelenmesinde prim tutarının ve vefat teminatı tutarı kısımlarının sıfır olarak yazıldığı görülmüştür. Bu durumdan esasen sigortalı murisin başvurusu halinde poliçenin bu bölümlerinin belirleneceği anlaşılmaktdır. Davalı banka bu poliçenin prim ödememe sebebiyle 01/08/2013 tarihinde iptal edildiğini belirtmektedir. Sonrasında, müteveffanın banka hesabına 19/09/2013 tarihinde yatan 840,00TL'nin, 810,00TL'sini davalı banka hayat sigortası bedeli açıklaması ile blokeye almıştır.
Mahkemece davalı banka sigorta prim bedeline karşılık murisin bir miktar parasına bloke koyup, parayı murise ödememiş olmasına rağmen paranın prim borcuna mahsubu için gerekli işlemleri de yapmadığı, bu tür durumlarda banka şubesinin, kendi grup sigorta şirketlerinin acentesi gibi hareket ettiği, prim tahsilatlarının da banka aracılığıyla yapıldığı, banka şubesinin bloke ettiği meblağı sigorta primine mahsup edilecek şekilde davalı sigorta şirketine bildirmemekle kusurlu olduğu, buna karşılık sigorta şirketinin de prim ödemesi konusunda önceden uyarıda bulunmuş olmasına rağmen primin ödenmemesi sebebiyle sigortanın sona erdiğini hatırlatmadığı, müteveffanın sigorta primine yetecek miktarda parasının halen blokeli durumda tutulduğu, sigorta poliçesinin yenilenmiş sayılmasının hakkaniyete en uygun düşeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemiştir.
Davalı sigorta şirketi ile davacıların murisi Mustafa arasında imzalanan Hayat Sigortaları Bilgilendirme Formunda "Sigorta sözleşmesinin yapılmasına ilişkin teklif, sigorta şirketine ulaştığı andan itibaren 30 gün içinde reddedilmemiş ise sözleşmenin kurulmuş sayılacağı..."ve yine davalı banka ile muris arasında imzalanan kredi sözleşmesinin Sigorta başlıklı 11.1. Maddesinde"banka bu sözleşme gereğince müşteri tarafından verilen üzerinde rehin tesis edilen bütün teminatları her türlü rizikolara karşı (kredi borcu tamamen ödeninceye kadar)sigorta prim ve masrafları müşteriye ait olmak üzere sigorta ettirebilir,süresi biten her türlü sigortayı bu madde kapsamında yenileyebilir" 11.2. maddesinde de "Müşteri açılan kredi sebebiyle banka tarafından belirlenen tutar üzerinden ,hayat Sigortası yaptırmayı,bu maksatla bankanın sigorta şirketine hazırlatacağı talepnameyi imzalamayı....beyan,kabul ve taahhüt eder." düzenlemeleri yer almaktadır.
Hayat Sigortası Hazine Müsteşarlığı'nın 17/01/2009 tarih ve 27113 sayılı Resmi Gazete’de yayınladığı Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği’nin 6. maddesinin 2. fıkrasına göre ve taraflar arasındaki sözleşme uyarınca ihtiyari sigortalarda kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğunun kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğunun ise kredi kuruluşuna ait olduğu belirtilmiştir.
Bu düzenlemeler karşısında, somut olayda, yıllık olarak yapılacak hayat sigortasını yeniletme konusunda davalı bankaya sadece yetki verildiği, zorunluluk yüklenmediği ayrıca isteğe bağlı nitelikteki hayat sigortasının tüketici talep etmedikçe yaptırılmasının zorunlu olmadığı görülmektedir. Banka tarafından murisin hesabındaki paraya hayat sigortası bedeli olarak bloke konulması, sözleşmenin tarafları olacak sigorta şirketi ile davalılar murisi arasında, karşılıklı ve isteğe bağlı hayat sigortası sözleşmesinin kurulduğu anlamını taşımayacaktır.
Açıklanan tüm bu vakıalar karşısında; zorunlu olmayıp tamamen ihtiyari nitelikte olan hayat sigortasını yapma/ yaptırma/ yenileme konusunda sözleşme ile bir yükümlülük üstlenmeyen davalı banka ile teminatı veren sigorta şirketinin sorumluluğunu gerektirir bir hukuki sebep bulunmadığı; davacılar murisi sigortalının, poliçesini yenileme konusunda usulünce bilgilendirildiği halde bireysel olarak hayat sigortası yaptırma yoluna (bu imkanı bulunduğu halde) gitmediği ve ölümü kapsayan geçerli bir sözleşme kurulmadığı halde, yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 27/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.