Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/534 Esas 2022/14250 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/534
Karar No: 2022/14250
Karar Tarihi: 07.09.2022

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/534 Esas 2022/14250 Karar Sayılı İlamı

2. Ceza Dairesi         2021/534 E.  ,  2022/14250 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15/04/2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
    1- Sanıkların, yanlarında üç çocuk ile birlikte olay günü müştekinin çalıştığı giyim mağazasına gittikleri, çocuklar için 2 tane ve sanık ... için 1 tane mont baktıkları, üç mont için 75,00 TL karşılığında anlaştıkları, sanık ...’in müştekiye 100,00 TL para verip iki adet 50,00 TL yapmasını istediği, sonra parayı geri alıp, sana bozuk para vereyim dediği ve 75,00 TL para verdiği, daha sonra montlardan birini iade ettikleri ve müştekiden 25,00 TL parayı geri aldıkları, bu sırada diğer sanıkların müştekiye sürekli birşeyler sorarak kafasını karıştırdıkları, sanık ...’in müştekiye 100,00 TL para gösterip, iki adet 50,00 TL yapılması suretiyle parayı bozdurmak istediği, müştekinin sanık ...’e 2 adet 50,00 TL’lik banknot verdiği, ancak sanık ...’in 100,00 TL’lik banknotu müştekiye vermediği, sanıkların işyerinden uzaklaştıkları, bu şekilde sanıkların çeşitli sorular sorarak müştekinin kafasını karıştırdıkları ve 100,00 TL parayı aldıklarının anlaşılması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 07/05/2019 tarih ve 2017/13-4 E, 2019/383 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanıkların basit bir yalanı aşan, başından beri müştekinin iradesini fesada uğratma amacıyla ısrarlı ve kararlı bir şekilde devam eden bir kaç kez para uzatıp geri almak suretiyle müştekiyi yanıltacak ve kandıracak yoğunluktaki ustaca planlayıp sergiledikleri süregelen davranışlarının basit hile boyutunu aştığı, bu nedenle sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek aynı Kanun'un 142/2-h. maddesi ile uygulama yapılması,
    2- (1) no’lu bozma nedenine göre, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanıkların eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK'nın 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunun uzlaşma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    3- Kabule göre de;
    a- Sanıkların suç tarihinde müştekinin işyerinden 100,00 TL parayı çaldıklarının anlaşıldığı olayda; suça konu paranın miktarının az oluşu göz önüne alınarak, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK'nın 145. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
    b- Sanık ... hakkında tekerrür uygulamasına esas alınan Manavgat(Kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/1033 Esas, 2011/650 Karar sayılı ilamındaki mahkûmiyetin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin olması ve sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas olabilecek başka bir ilamın bulunmaması nedeniyle, hükümden sonra 18/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'la yeniden düzenlenen TCK’nın 191. maddesi ile aynı Kanun’la 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası gereğince uyarlanması sonucu "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" ve koşulları gerçekleştiğinde CMK'nın 231. maddesinin 10. fıkrası uyarınca "davanın düşmesine" karar verileceğinin öngörülmesi karşısında, tekerrüre esas alınan ilamla ilgili olarak yasal değişiklik sonrası bir uyarlama işlemi yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmamışsa uyarlama yargılaması yapıldıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 07/09/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara