Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/16800 Esas 2022/12960 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/16800
Karar No: 2022/12960
Karar Tarihi: 25.10.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/16800 Esas 2022/12960 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/16800 E.  ,  2022/12960 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetinin itirazın reddine dair kararına karşı, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    K A R A R
    Davacı vekili; 10/08/2018 tarihinde, müvekkilinin, yolcu olduğu araçta meydana gelen trafik kazasında yaralandığını, sigorta şirketinin ödemesinden sonra maluliyetinde gelişen durumu olduğunu, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bilirkişi raporu doğrultusunda dava değerini 55.659,24 TL'ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
    Sigorta Tahkim Komiyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince belirlenen zarardan %15 hatır taşıması indirimi yapılarak, başvurunun kısmen kabulü ile 47.301,85 TL maddi tazminatın 25/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince itiraz reddedilmiş, karar karşı davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik'i, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik'i, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Eldeki dosyada; kaza sonrası düzenlenen ve hükme esas alınan Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Başkanlığı'nın 22/06/2020 tarihli raporunda, davacının kazadan kaynaklı kalıcı maluliyet oranının %31, geçici iş göremezliğinin 9 ay, geçici bakıcıya muhtaçlık süresinin ise 6 ay olduğu tespit edilmiştir. Ancak işbu rapordaki dayanak yönetmelik kaza tarihinde yürülükte olmadığından hükme esas alınması doğru olmamıştır.
    O halde İtiraz Hakem Heyetince; temyiz edenin sıfatına göre, davacı tarafından kararın temyiz edilmediği de dikkate alınarak, davalının usuli kazanılmış haklar gözetilerek, davacının kaza tarihi ve sonrasındaki tüm tedavi evrakları da eklenerek(eksik varsa temin edilerek), dosya kapsamında hükme esas alınan raporu da irdelenmek suretiyle, kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde, ATK İhtisas Kurulu'ndan ya da üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından rapor alınıp, sonucuna göre, karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    3-Uyuşmazlık Hakem Heyetince, bilirkişi tarafından hesaplanan zarardan, davacının arkadaşının aracından yolcu olması nedeniyle %15 oranında hatır taşıması indirimi yapılmış ise de Dairemiz uygulamalarına göre bu oranın %20 olması gerektiği gözetilmeden, daha az oranda indirime gidilmesi hatalı olmuştur.
    4-Tazminatın kapsamını belirleme biçimi ve tazminattan yapılacak indirimler ve sıralaması TBK 51 ve 52. (818 Sayılı BK 43-44 mad) maddelerinde düzenlenmiştir.
    TBK 51. maddesine(BK 43. mad.) göre hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak tazminatı belirleyecektir. Hakim tarafların kusur durumunu dikkate alarak tazminatın kapsamını belirledikten sonra Yargıtay kararlarında yerleşmiş olduğu üzere tazminattan hatır taşıması indirimi yapılarak nihai zarar ve ödenmesi gereken tazminat belirlenecek, son olarak da davadan önce yapılan ödemenin güncellenen değeri düşülecektir. İlgili kanun maddeleri incelendiğinde yapılan ödemeler tazminatı belirlemede bir indirim nedeni olarak gösterilmediği gibi, Yargıtay uygulamaları ile artık yerleşik hale geldiği üzere borcu söndüren bir nitelik taşımaktadır.
    Somut olayda; davadan önce davalı ... tarafından davacıya ödeme yapılmış,davacı maluliyetinde gelişen durum olduğunu,ödemenin yetersiz olduğunu belirterek eldeki davayı açmıştır.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporunda davacının kazadan kaynaklı sürekli ve geçici iş göremezliği ile geçici bakıcı gideri zararı belirlendikten sonra, davalı tarafından davadan önce yapılan ödeme güncellenerek düşülmüş, Hakem Heyetince en son olarak da hatır taşıması indirimi yapılarak tazminata hükmedilmiştir. Ancak varılan sonuç az yukarıda izah edildiği üzere dosya kapsamına uygun düşmemiştir.
    O halde, davacının hesap edilen maddi zararından öncelikle %20 hatır taşıması indirilerek, kalan miktardan da davadan önce yapılan ödemenin güncellenmiş halinin düşülmesi ile ulaşılacak tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hatalı değerlendirme ile karar verilmesi doğru olmamış kararın işbu 4 numaralı bent yönünden oyçokluğu ile bozulması gerekmiştir.
    5-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının oybirliği ile REDDİNE; (2-3-5 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının oybirliği ile kabulüne (4)numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının oyçokluğu ile kabulüne ve kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine Başkan ...'ın karşı oyu ve oyçokluğuyla 25/10/2022 tarihinde karar verildi.



    KARŞI OY
    Borçlar kanunu haksız fiil tazminatını düzenlerken (T.B.K. 49 ve devamı maddeleri) zararın ispatı ve belirlenmesinin (50. Md.) nasıl olacağını açıklamış, tam olarak ispat edilememesi halinde hakimin bu zararı belirleyeceğini öngörmüştür. Zarar belirlenirken bir takım veriler kullanılacaktır. (Türüne göre zararın kapsamı- gelir -kusur ödeme varsa vs.) Ayrıca haksız fiil sorumlusu tarafından ödemenin denkleştirici adalet gereği zarardan düşürülmesi gerekecektir. Bütün bu hesaplamalar (zararın belirlenmesi) H.M.K. 266 md. uyarınca genellikle bilirkişi marifetiyle olacaktır. Hakim önüne gelen zarardan somut olaya ve savunmaya göre (hatır taşıması) zararı artırıcı nedenler varsa (müterafik kusur) bununla ilgili bilgi ve belgeleri değerlendirip kendisi tazminatı belirleyecektir. TBK. 51. md. başlığı "tazminat" ve belirlenmesi "52. maddesi ise" tazminatın indirilmesi" ile ilgilidir. Bu maddelerin gerekçelerine bakıldığında bizzat hakimin değerlendireceği konulardır. Zararın belirlenmesi sırasında T.B.K.- 51-52 (43-44) maddelerin uygulanarak bilirkişiden rapor alırsak hakimin takdirinde olan hususlarda bilirkişi raporuna değer vermiş oluruz. Bu husus tazminat hukuk eserlerinde de (M.Reşit Karahasan) incelenmiş "zarar ile tazminat arasındaki farkı şu biçimde açıklanmıştır. "Borçlar hukukunda zarar ve tazminat kavramlarının ayrı ayrı yeri ve sonuçları vardır. Zarar, mal varlığındaki eksilmeyi tazminat ise sorumluluğun kapsamını tesbit eder. Bu nedenle tazminat zarar miktarına eşit olabileceği gibi ondan eksikte olabilir. B.K 43-44 maddeleri ile getirilen düzenleme sorumlunun zararı ne ölçüde yükleneceğini belirlemek içindir. Bu nedenle davalı ödemesi de gözönünde tutularak zarar kesin olarak belirlendikten sonra B.K. 43-44 maddelerinin somut olay içinde tartışılması ve araştırılmasını gerekir. Şayet olay içinde belirtilen yasa hükümlerine uygun indirim sebeplerinin varlığı tesbit edilirse "tazminat başka bir deyişle hükmedilecek miktar zarardan az olacaktır. 17. ve 4. H.D önceki içtihatları bu yöndedir.
    Zararı gidermekle yükümlü Haksız fiil sorumlusu olay tarihinde temerrüde düşmüş olup sonraki tarihlerde yaptığı ödemeyi "zararın" belirlenmesi sırasında değil "tazminatın" hakim tarafından varsa B.K. 51-52 (43-44) maddeleri uygulandıktan sonra davacının aleyhine olacak biçimde mahsup edilmesi gerekçesiyle itiraz hakem heyeti kararının bozulması yönündeki sayın çoğunluğun kararına katılmıyoruz.






    Hemen Ara