Esas No: 2021/18597
Karar No: 2022/14212
Karar Tarihi: 09.11.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/18597 Esas 2022/14212 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/6109 E. , 2022/7972 K.Özet:
Davacı, davalı tarafından aleyhine başlatılan icra takibinin yetkili icra dairesinde başlatılmadığını iddia ederek, borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline ve tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir. Yargılama sonucunda, dava kabul edilmiş ve takibin hukuka aykırı olduğu kararlaştırılmıştır. Ancak, kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle tazminat talebi reddedilmiştir. Tarafların temyiz itirazları reddedilerek, hüküm onanmıştır. Kanun maddeleri olarak, davanın dayandığı 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 179. maddesi ve takibin hukuka aykırı olduğunun karara bağlandığı kanun maddesi belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 21/06/2021 tarih ve 2021/259 E. - 2021/496 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı asil, davalı tarafından aleyhine yürütülen icra takibinin yetkili icra dairesinde başlatılmadığını, yetkili icra dairesinin Uşak İcra Daireleri olması nedeniyle öncelikle yetki yönünden takibin yasal olmadığını, daha önce davalı şirketin Gediz acentesi olduğunu, kendisinden acenteliği sırasında açığa imzalı bono alındığını, acenteliği sona erince bononun iadesini istemesine rağmen davalı tarafından iade edilmediği gibi, üzerinin doldurularak takibe konulduğunu, aleyhine yürütülen takibe ayrıca itiraz da ettiğini, takibe konu bono nedeniyle herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline ve davacının %40'dan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini ve davacı aleyhine %40'dan az olmamak üzere tazminata hükmedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve alınan ek bilirkişi raporuna göre, davaya konu senedin davacı ile davalı arasında düzenlenen 10/09/2005 tarihli acentelik sözleşmesinden kaynaklanan ve bu sözleşme sona erene kadar oluşan borçlarına karşılık teminat senedi olarak düzenlendiği, davacı ile Öznak Kargo Taşımacılığı ve Lojistik Hizm. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında davalının da katılımı ile düzenlenen 15/06/2009 tarihli sözleşme devir protokolü ile 10/09/2005 tarihli acentelik sözleşmesi, acentelik sözleşmesi ek protokolü, ek protokol niteliğindeki cari hesap sözleşmesi, alt kira sözleşmesinde devreden (davacı) leh ve aleyhine doğan tüm hak ve borçların, yükümlülüklerin devralana devredildiğinin hüküm altına alındığı, ancak devir protokolünde dava konusu senedin 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 179. maddesi çerçevesinde iki yıl süre ile, davacının devirden sonra devralan ile birlikte müteselsil olarak sorumlu bulunduğu borçları da temin ettiğine yahut edeceğine dair bir hüküm bulunmadığı, 03/12/2016 tarihli ek rapor ile incelenen ticari defter ve kayıtlara göre 15/06/2009 devir tarihi itibarı ile davacının davalıdan 9.654,19 TL alacaklı bulunduğunun tespit edildiği, davalının sözleşmenin devir tarihi itibarı ile davacıdan bir alacağı bulunmadığından teminat senedini devir tarihinden sonra doğan alacaklarının ödenmediğinden bahisle davacı aleyhine icra takibine koyması hukuka aykırı olduğu, davalının takipte kötü niyetli olduğu sabit olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, İstanbul Şişli 4.İcra Müdürlüğü'nün 2010/9785 esas sayılı dosyasında takip ve dayanak 15/09/2005 tanzim, 22/10/2009 ödeme tarihli 16.000 USD bedelli bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.346,17 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 09/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.