Esas No: 2016/2518
Karar No: 2016/6745
Karar Tarihi: 09.11.2016
213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/2518 Esas 2016/6745 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet
HÜKÜM : Beraat
I-Sanık hakkında 2004 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde:
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7. ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen ""2004 takvim yılında sahte fatura kullanma"" suçunun, yasada gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta 5320 sayılı Yasa"nın 8/l.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK"nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
II-Sanık hakkında 2005, 2006, 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesine gelince;
Sanığın kullandığı ve sahte olduğu iddia olunan faturaları düzenleyen şirketlerin tamamı hakkında belirtilen vergi tekniği raporları ve ekleri dosyaya getirtilip, ilgili şirket yetkilileri hakkında sahte fatura düzenlemek suçundan dava açılıp açılmadığı, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları celp edilip incelenerek özetlerinin duruşma tutanağına geçirilip, bu davayı ilgilendiren ve sahteliği belirleyen delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım satım karşılığı olup olmadığının tespiti bakımından, sanığın, ödemeleri çek ve nakit ödemek suretiyle yaptığına dair savunması da dikkate alınarak, mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgelerinin mevcut olup olmadığı sorularak, tespiti halinde satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediği, çek ile yapılan ödemelere ilişkin ise ilgili bankalardan çeklerin kim tarafından tahsil edildiği araştırılıp, faturaları düzenleyen mükelleflerin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak gerektiğinde faturaları düzenleyen şirketler ile sanığın yetkilisi olduğu şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra toplanan deliller bütün halinde değerlendirilip sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek eksik araştırma sonucu yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 09.11.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.