Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/4090 Esas 2022/14783 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/4090
Karar No: 2022/14783
Karar Tarihi: 14.09.2022

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/4090 Esas 2022/14783 Karar Sayılı İlamı

2. Ceza Dairesi         2022/4090 E.  ,  2022/14783 K.

    "İçtihat Metni"

    Kamu malına zarar verme suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 152/1-a ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca ertelenmesine dair Küçükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/11/2014 tarihli ve 2013/494 esas, 2014/530 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, hükümlünün hapis cezasının infaz edilmiş sayılması nedeniyle mahkumiyet hükmünün tüm sonuçları ile ortadan kaldırılmasına ilişkin Küçükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/04/2021 tarihli ve 2013/494 esas, 2014/530 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 16/03/2022 gün ve 25669-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/04/2022 gün ve 2022/42663 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    1-Karar tarihinden önce 11/04/2012 tarihli ve 28261 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6290 sayılı Adli Sicil Kanunu ile Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 2. maddesi ile değiştirilen, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 12. maddesinin 1. fıkrası (b) bendi ile arşiv kayıtlarının silinmesi koşullarının yeniden düzenlendiği ve anılan Kanun'un geçici 2. maddesi uyarınca arşiv kayıtlarının silinmesi işleminin Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce yapılacağının hükme bağlandığı nazara alındığında, 11/04/2012 tarihinden itibaren adli sicil ve arşiv kayıtlarının silinmesi işleminin münhasıran Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
    2-Kabule göre de, adı geçen sanığın kamu malına zarar verme suçundan almış olduğu cezanın ertelenmesi nedeniyle oluşturulan kaydın, atılı suçun niteliği gereği sanık hakkında hak yoksunluğuna sebebiyet verdiği, 5352 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesinin 2. fıkrası yollamasıyla, aynı Kanun'un 12/1-b maddesi gereğince, arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren, anılan Kanun'un 13/A-1-a-b maddesindeki koşullar yerine gelmek suretiyle yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşulu ile 15 yıl, yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınmaksızın 30 yıl geçmesiyle arşivden silinebileceği, somut olayda; 16/12/2014 tarihinde kesinleşen ve kesinleşme tarihinden itibaren 1 yıllık denetim süresinin dolmasını takiben 16/12/2015 tarihinde infaz edilmiş sayılarak arşive alınan kaydın, arşive alınma tarihi üzerinden geçmesi gereken yasal sürelerin henüz tamamlanmamış olması nedeniyle, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.


    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

    1-7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, sanık ...'ın yokluğunda verilen 13/11/2014 tarihli kararın doğrudan MERNİS adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince “MERNİS adresi” ibaresi ile çıkarılan tebligatın usule aykırı olması,
    2-Dosya kapsamına göre, katılan sıfatını alabilecek şekilde atılı suçtan zarar gören ve davaya katılma hakkı bulunan İçişleri Bakanlığı’nın CMK'nın 260/1. maddesi uyarınca yasa yollarına başvurma hakkının bulunduğu, İçişleri Bakanlığı’na kovuşturma evresinde yöntemine uygun şekilde 5271 sayılı CMK'nın 234/1-b-1. maddesi uyarınca duruşma gününü bildiren tebligatın yapılmadığı, bu nedenle sanık hakkında açılan davadan usulüne uygun olarak haberdar edilmediği ve davaya katılabilmesi için olanak tanınmadığının anlaşılması karşısında, yasa yollarına başvurma hakkı bulunan ve yokluğunda hüküm verilen müşteki kuruma hükmün tebliği gerektiğinden kararın kesinleşmediği, sonradan verilen denetim süresi içinde suç işlememesi nedeniyle erteli cezanın ortadan kaldırılmasına dair 02/04/2021 tarihli kararın da yok hükmünde olduğu anlaşıldığından, kanun yararına bozmaya konu yapılamayacak olması nedeniyle (KÜÇÜKÇEKMECE) 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/04/2021 tarihli ve 2013/494 E., 2014/530 K. sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 14/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara