Esas No: 2018/7041
Karar No: 2020/8105
Karar Tarihi: 09.12.2020
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/7041 Esas 2020/8105 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, ecrimisil isteminin kısmen kabulüne, elatmanın önlenmesi isteminin ise kabulüne karar verilmiş olup, hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Dava dilekçesinde, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan 5 numaralı dairenin 30.01.2012 tarihinde satın alındığı, davalının mülkiyet iddiasında bulunarak 23.03.2012 tarihinde davacı aleyhine tapu iptali ve tescil davası açtığı, açılan davanın reddedilmesine rağmen davalının taşınmazı kullanmaya devam ettiği ileri sürülerek 01.04.2012 tarihinden dava tarihine kadar toplam 18.450 TL ecrimisilin davalıdan faizi ile tahsili ile taşınmaza elatmasının önlenmesi istenmiştir.
Cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazı boşandığı eşi Asalettin"in mal kaçırmak için davacıya sattığı, katılım payı için dava açıldığı, açılan davanın sonuncunun beklenmesi, taşınmazın asıl malikinin davalı olduğu, davacı ile arasında kira sözleşmesi de bulunmadığı beyan edilerek davanın reddi savunulmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmaza davalının elatmasının önlenmesine, ecrimisil talebi yönünden ise dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali için davalı tarafından Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/205 Esas, 2013/243 Karar sayılı dosyası üzerinden açılan ve davanın reddine dair verilen kararın 05.12.2014 tarihinde kesinleştiği gerekçesi ile bu tarihten itibaren hesaplanan 1.637,20 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş olup, mahkeme kararı davalı vekili ile reddedilen ecrimisil yönünden davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, mülkiyet hakkına dayalı olarak açılan taşınmaza elatmanın önlenmesi ile ecrimisil isteklerine ilişkindir.
1. Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı vekilinin reddedilen ecrimisil istemine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ve malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK"nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu Bursa İli Osmangazi İlçesi Kuruçeşme Mahallesi 4264 ada 15 parsel sayılı "Altı Daireli Apartman" vasıflı paylı mülkiyete tabi taşınmazın 17/124 payı davacı tarafından 30.01.2012 tarihinde satın alınmış, incelemeye konu dosya davalısı Nesibe tarafından 23.03.2012 tarihinde incelemeye konu dosyanın davacısı ile davalının boşandığı eşi aleyhine, satışın mal kaçırma amaçlı olduğu gerekçesi ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile tescili istenmiş, Bursa 5.Asliye Hukuk Mahkemesince 2012/205 Esas, 2013/243 Karar sayılı ve 20.05.013 tarihli karar ile ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş olup verilen red kararı Yargıtay denetiminden geçerek 05.12.2014 tarihinde kesinleşmiştir.
Somut olayda, davacının dava konusu taşınmazı satın alma yolu ile edindiği ve tapu kaydındaki mülkiyet hakkına dayandığı, davalı savunmasına göre taraflar arasında kira sözleşmesi veya başka bir ad altında davalının taşınmazın kullanmasına yönelik bir anlaşmanın mevcut olmadığı, nitekim davalı tarafından açılan tapu iptali ve tescili davasının da reddedildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, taşınmazın davacı tarafından satın alındığı 30.01.2012 tarihinden itibaren davalının taşınmazı kullanmasının herhangi bir hakka dayanmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, Mahkemece davacının taşınmazı edinim tarihi dikkate alınacak talep tarihi ile dava tarihi arasındaki dönemler için davacı lehine ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yazılı temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nin 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 29,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 5.546,63 TL"nin temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.