Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/11697 Esas 2015/3801 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/11697
Karar No: 2015/3801
Karar Tarihi: 13.10.2015

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/11697 Esas 2015/3801 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği karara göre, noterlikçe düzenlenmiş imza sirkülerlerinin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgeler olduğu ve bu nedenle sübutu halinde sahtecilik suçu oluşturduğu belirtilmiştir. Ancak, suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102/3. maddesinde gösterilen 10 yıllık asli dava zamanaşımı süresi ve suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 66/1-d maddesinde öngörülen 15 yıllık asli dava zamanaşımı süresinin, sanıkların savunmalarının alındığı tarihlerden hüküm tarihine kadar gerçekleşmediği gözetilmeden kamu davası düşürülmüştür. Yasaya aykırı olan bu kararın bozulmasına karar verilmiştir. Ancak, suç tarihi itibariyle yürürlükte olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102/3. maddesinde öngörülen dava zamanaşımının, sanıkların savunmalarının alındığı tarihlerden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta sanıklar hakkında açılan kamu davası düşürülmüştür. Kanun maddeleri ise şöyledir: 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 342/2, 102/3, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204/1-3 ve 66/1-d, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 9. maddesi, 1412 sayılı CMUK'un 321 ve 322. maddeleri.
21. Ceza Dairesi         2015/11697 E.  ,  2015/3801 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 11 - 2014/4232
    MAHKEMESİ : İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 20/09/2013
    NUMARASI : 2012/13 (E) ve 2013/281 (K)
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

    Suça konu belgelerden, noterlikçe düzenlenmiş imza sirkülerinin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgelerden olduğu, bu itibarla sübutu halinde sahtecilik eyleminin, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK"nun 342/2 ve suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nun 204/1-3. maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü uyarınca; suçun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 765 sayılı TCK"nun 102/3. maddesinde gösterilen 10 yıllık asli dava zamanaşımı süresi ile, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nun 66/1-d maddesinde öngörülen 15 yıllık asli dava zamanaşımı sürelerinin, sanıkların savunmalarının alındığı tarihlerden hüküm tarihine kadar gerçekleşmediği gözetilmeden, yazılı şekilde kamu davasının dava zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmesi,
    Yasaya aykırı ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, sanıklara yüklenen suçun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK"nun 102/3. maddesinde öngörülen dava zamanaşımının, sanıkların savunmalarının alındığı tarihlerden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmakla, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"sun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nun 102/3 ve CMK"nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 13.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara