Esas No: 2022/5829
Karar No: 2022/15091
Karar Tarihi: 20.09.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/5829 Esas 2022/15091 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2022/5829 E. , 2022/15091 K.Özet:
Sanığın hırsızlık suçundan 1 yıl 13 ay hapis cezası aldığı ancak istinaf mahkemesi tarafından yeniden görülerek 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldığı, vasisi tarafından yapılan temyiz başvurusunun süresinde olduğu ve hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA karar verildiği anlaşılmaktadır. Kararda, sanığa zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeden devam edilen yargılama sonucu savunma hakkının kısıtlanması sebebiyle hükmün bozulduğu açıklanmıştır. 5237 sayılı TCK'nın 142. maddesinde 6545 sayılı Kanun'un 62. maddesi ile yapılan ve 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik uyarınca, sanığa yüklenen TCK'nın 142/2-h, 143. maddelerinde öngörülen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırının 5 yıldan fazla olması ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2021 tarihli kararı dikkate alınarak, sanığa zorunlu müdafii atanması gerektiği vurgulanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya kapsamına göre, gerekçeli kararın sanık ile aynı konutta oturan annesine tebliğ edildiği 22.12.2017 tarihinde ve bu tebliğ üzerine vasi olarak babası tarafından temyiz isteminde bulunulan 29.12.2017 tarihinde sanığın vesayet altına alındığına dair bir kararın bulunmadığı, bu nedenle sanığın babasının 29.12.2017 tarihi itibariyle sanık hakkında verilen hükmü temyiz etmeye yetkisi olmadığı anlaşılmış ise de; UYAP’tan yapılan sorgulama neticesinde sanığın, aynı konutta oturan annesine gerekçeli kararın tebliğ edildiği 22.12.2017 tarihinde cezaevinde olduğunun, dolayısıyla sanığa yapılan gerekçeli karar tebliğinin usulüne uygun olmadığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında Çivril Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.01.2021 tarihli, 2020/168 E – 2021/96 K sayılı kararı ile verilen ve 18.02.2021 tarihinde kesinleşen vesayet altına alınmasına ilişkin karar ile vasi olarak atanan babası ...’a yapılan 01.10.2021 tarihli gerekçeli karar tebliği üzerine vasi tarafından 11.10.2021 havale tarihli dilekçe ile yapılan temyiz isteminin süresinde olduğu ve dilekçe içeriğinin gerekçeli olduğu; ilk derece mahkemesince hırsızlık suçundan sanık hakkında TCK'nın 142/2-h, 143/1, 168/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 13 ay hapis cezası verildiği, o yer Cumhuriyet savcısının aleyhe olarak istinaf talebi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesince davanın yeniden görülmesine karar verilerek, duruşma açılıp ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp, sanık hakkında hırsızlık suçundan TCK'nın 142/2-h, 143/1 ve 62. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezasına hükmedildiği anlaşılmakla, hükmün temyizi kabil olduğu belirlenerek yapılan temyiz incelemesinde;5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır'' ve aynı Kanunun 294. maddesinin ise; ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek, sanık vasisinin temyiz isteminin, yerel mahkeme aşamasında müştekinin zararın giderildiği yönünde beyanı olduğu halde TCK 168 uygulamasının kaldırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna, suça konu motosikletin bahçe kapısı önünden, yol üzerinden çalınmış olması nedeniyle uygulama maddesinin hatalı belirlenmiş olduğuna, sanığın eyleminin kullanma hırsızlığını oluşturabileceğine ilişkin olduğu, sanığın temyiz temyiz isteminin de soruşturma aşamasında müştekinin zararının giderdiğine, esasında motosikleti kendisinin çalmadığını, işlemediği bir suçu psikolojik baskı sonucu kabul ettiğine ve CMK’nın 150/3. maddesi gereğince istemi aranmaksızın müdafii görevlendirilmesi gerektiğine ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere yönelik yapılan incelemede;
5237 sayılı TCK'nın 142. maddesinde 6545 sayılı Kanun'un 62. maddesi ile yapılan ve 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik uyarınca, sanığa yüklenen TCK'nın 142/2-h, 143. maddelerinde öngörülen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırının 5 yıldan fazla olması ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2021 tarihli, 2021/35 E., 2021/473 K. sayılı kararı dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK'nın 150/3. maddesi uyarınca sanığa zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devam edilerek sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve vasisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK'nin 304/2. maddesi uyarınca bozma nedeni de dikkate alınarak yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere dosyanın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi'ne gönderilmesine, 20.09.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.