Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/7587 Esas 2022/15499 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/7587
Karar No: 2022/15499
Karar Tarihi: 26.09.2022

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/7587 Esas 2022/15499 Karar Sayılı İlamı

2. Ceza Dairesi         2022/7587 E.  ,  2022/15499 K.

    "İçtihat Metni"

    Nitelikli hırsızlık suçundan suça sürüklenen çocuk ...'nin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/1-a, 142/5, 143, 35, 31/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 53. maddesinde belirtilen hak yoksunluklarının uygulanmasına dair Şile Asliye Ceza Mahkemesinin 26/02/2020 tarihli ve 2016/118 esas, 2020/309 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 02/07/2022 gün ve 19013-2021 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/07/2022 gün ve 2022/99464 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    1-5237 sayılı Kanun’un 53/4. maddesinde yer alan “Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocuk hakkında, aynı Kanun’un 53/1. maddesinde belirtilen hak yoksunluklarına hükmedilmesinde,
    2-Dosya kapsamına göre, kayden 10/10/2000 doğumlu olan ve suçun işlendiği 04/02/2016 tarihi itibariyle 18 yaşını ikmal etmemiş bulunan, dosyada mevcut adli sicil kaydına göre de suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin mahkumiyeti bulunmayan suça sürüklenen çocuk hakkında belirlenen 11 ay 20 gün hapis cezasının, 5237 sayılı Kanun'un 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca anılan maddenin 1. fıkrası bentlerindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesinde,
    3-Suça sürüklenen çocuğa zorunlu müdafii atandığının anlaşılması karşısında, kısa kararın okunduğu 26/02/2020 tarihli oturumda müdafii hazır bulundurulmayarak savunma hakkının kısıtlanması suretiyle suça sürüklenen çocuğun mahkûmiyetine karar verilmesinde,
    4-5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 35. maddesinde "(1) Bu Kanun kapsamındaki çocuklar hakkında mahkemeler, çocuk hakimleri veya Cumhuriyet savcılarınca gerektiğinde çocuğun bireysel özelliklerini ve sosyal çevresini gösteren inceleme yaptırılır. Sosyal inceleme raporu, çocuğun, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin mahkeme tarafından takdirinde göz önünde bulundurulur. (2) Derhal tedbir alınmasını gerektiren durumlarda sosyal inceleme daha sonra da yaptırılabilir. (3) Mahkeme veya çocuk hakimi tarafından çocuk hakkında sosyal inceleme yaptırılmaması halinde, gerekçesi kararda gösterilir." hükmü yer almasına rağmen, suça sürüklenen çocuk ... hakkında 5395 sayılı Kanun'un 35/1. maddesine göre sosyal inceleme raporu alınmadan veya aynı maddenin 3. fıkrasına göre bu yönde inceleme yaptırılmamasının gerekçesi de kararda gösterilmeden hüküm kurulmasında,
    5-Hırsızlık suçu bakımından suç tarihinde yürürlükte bulunan 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun'un 143/1. maddesi gereğince hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesinden dolayı suça sürüklenen çocuk hakkında verilen cezadan 1/2 oranında artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, değişiklikten önceki haline göre 1/6 oranında artırım yapılarak eksik ceza tayininde,
    6- Hırsızlık suçu bakımından suç tarihinde yürürlükte bulunan 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun'un 142/1-a maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna ilişkin cezanın alt sınırının 3 yıl hapis cezası olması karşısında, suça sürüklenen çocuk hakkında temel cezanın 2 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayininde,isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    1- 2 No’lu kanun yararına bozma isteminin incelenmesinde;
    Suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK’nın 142/1-a, 142/5, 143, 35, 31/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 11 ay 20 gün olarak belirlenen kısa süreli hapis cezasının, TCK’nın 50/3. maddesi gereğince aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi nedeniyle kanun yararına bozma istenmişse de; suç tarihi itibariyle 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 142/1-a maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun gerektirdiği hapis cezasının alt sınırının 3 yıl olduğu ve atılı hırsızlık suçunun gece vakti işlenmiş olması nedeniyle artırım yapılırken, suç tarihinden önce yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 63. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesi uyarınca yarı oranında artırım yapılması gerektiği gözetilerek suça sürüklenen çocuk hakkında doğru uygulama yapılmış olsaydı suça sürüklenen çocuğun 5237 sayılı TCK’nın 142/1-a, 142/5, 143, 35, 31/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılması gerekirken yanlış uygulama sonucu 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmakla; doğru uygulama ile belirlenmesi gereken sonuç cezanın kısa süreli olmaması nedeniyle TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca seçenek yaptırım uygulanması yönünde zorunluluk bulunmaması ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 04.03.2008 gün ve 2008/6-47 Esas, 2008/43 sayılı kararı ışığında, suça sürüklenen çocuğun yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkacak sonuçtan ikinci kez yararlandırılmasının hakkaniyete aykırı sonuçlar doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin zedelenmesine yol açacağı değerlendirildiğinden, (ŞİLE) Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 26/02/2020 tarihli ve 2016/118 E., 2020/309 K. sayılı karara yönelik 2 no’lu kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,
    2- 1, 3, 4, 5 ve 6 No’lu kanun yararına bozma istemlerinin incelenmesinde;
    a) Suça sürüklenen çocuk ... için 5271 sayılı CMK’nın 150/2. maddesi uyarınca zorunlu olarak görevlendirilen müdafii, hükmün esasını oluşturan kısa kararın açıklandığı 26/02/2020 tarihli son oturumda hazır bulundurulmadan hüküm kurularak aynı Kanun’un 188/1. maddesine aykırı davranılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
    b) Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.11.2018 tarihli ve 2016/6-986 Esas, 2018/554 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere Çocuk Koruma Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20 ve 21. maddeleri ile 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 15-18 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuğun işlediği fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiillerle ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, mahkemece sosyal inceleme raporu alınmadan veya alınmaması durumunda gerekçesi kararda gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    c) Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde, atılı hırsızlık suçunun gece vakti işlenmiş olması nedeniyle artırım yapılırken, suç tarihinden önce yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 63. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesi uyarınca, yarı oranında artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, 1/6 oranında artırım yapılması suretiyle eksik ceza tayini,
    d) Suç tarihi itibariyle 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 142/1-a maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun gerektirdiği hapis cezasının alt sınırının 3 yıl olduğu gözetilmeden, suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde temel cezanın 2 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,
    e) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 4. fıkrası gereğince fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocuk hakkında aynı maddenin 1. fıkrasında sayılan hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi nedenleriyle 1, 3, 4, 5 ve 6 no’lu kanun yararına bozma istemleri yerinde görüldüğünden (ŞİLE) Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 26/02/2020 tarihli ve 2016/118 E., 2020/309 K. sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine ve bozma sonrası verilecek hükmün, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamayacağının gözetilmesine, 26/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara