Esas No: 2021/4223
Karar No: 2022/15940
Karar Tarihi: 03.10.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/4223 Esas 2022/15940 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2021/4223 E. , 2022/15940 K.Özet:
Sanık hakkında mühür bozma suçundan kurulan beraat hükmü onanırken, karşılıksız yararlanma suçundan kurulan beraat hükmünün bozulması gerektiği belirtilmiştir. Karşılıksız yararlanma suçunun kanuni düzenlemesine ilişkin olarak 6352 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen suçlarda 5237 sayılı TCK'nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre hareket edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Sanığın suça konu yerde kaçak su kullanmasına ilişkin olarak ise, bilirkişi raporuyla belirlenip, sanığın sayaca müdahale edip etmediği ve dolayısıyla karşılıksız yararlanma kastı bulunup bulunmadığı tespit edilmeden, sanığın karşılıksız yararlanma kastı ile hareket ettiğinin tespit edilmesi halinde, soruşturma aşamasında katılan kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılarak, sanığa usulüne uygun süre vermek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği belirtilmiştir. Eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma, mühür bozma
HÜKÜM : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanık hakkında mühür bozma suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
2-Sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık hakkında, borcu nedeniyle kapatılan sayaçtan su kullanması şeklinde kaçak su tespit tutanağı düzenlenmesi karşısında, sanığın suça konu yerde kaçak su kullandığı süre tespit edilip, bu süreye göre, sayaçtaki tüketimin kurulu güçle ve eski dönemdeki tüketimlerle uyumlu olup olmadığı, tutanak tarihinden sonra bariz bir artışın olup olmadığı bilirkişi raporuyla belirlenip, sanığın sayaca müdahale edip etmediği ve dolayısıyla karşılıksız yararlanma kastı bulunup bulunmadığı tespit edilmeden, sanığın karşılıksız yararlanma kastı ile hareket ettiğinin tespit edilmesi halinde ise;
6352 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı TCK'nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararı soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan TCK'nın 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında katılan kurumun zararının tamamen karşılanması halinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek sanık hakkında CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceği nazara alınarak, somut olayda da bu açıklamalar ışığında sanığa soruşturma aşamasında ödeme ihtarı yapılmamış olması nazara alınarak belirtilen şekilde işlem yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 03.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.