Esas No: 2015/8226
Karar No: 2015/6374
Karar Tarihi: 02.11.2015
Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/8226 Esas 2015/6374 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 7 - 2012/321715
MAHKEMESİ : Ankara(Kapatılan) 2. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24/09/2012
NUMARASI : 2012/5 (E) ve 2012/209 (K)
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Kolluk tarafından düzenlenen 12/10/2011 tarihli işyeri arama, el koyma ve yedd-i emin tutanağına göre, işyerinin yetkilisinin hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen ve sanığın oğlu olan C. S. ait olduğunun yazılması, bu kişinin de aynı gün kollukta alınan ifadesinde işyerinin yasal sorumlusunun kendisi olduğunu, aramada ele geçen ürünleri tanımadığı kişilerden aldığını belirtmesi, sanığın da aşamalarda iş yerini oğlu olan C. S. çalıştırdığını bütün sorumluluğun ona ait olduğunu savunması bir bütün halinde değerlendirilerek, ifadelerde adı geçen C.S.isimli şahıs dinlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2-5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde düzenlenen "suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi" ve diğer objektif ve subjektif koşulların varlığı halinde, CMK"nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı Kanunun 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında; "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir." denilmektedir.
Bu ilkeler çerçevesinde her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi gerekir. Dosya kapsamından katılanın marka
hakkının ihlali suretiyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit edilebilecek zarar niteliğinde olmadığı ve dosyaya yansıyan katılanın tespit edilmiş bir zararı bulunmadığı gözetilmeden mahkemece "sanığın müdahil tarafından zararını karşılamadığı" gerekçesiyle sanık hakkında CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.