Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/7064 Esas 2022/16167 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/7064
Karar No: 2022/16167
Karar Tarihi: 05.10.2022

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/7064 Esas 2022/16167 Karar Sayılı İlamı

2. Ceza Dairesi         2022/7064 E.  ,  2022/16167 K.

    "İçtihat Metni"




    Karşılıksız yararlanma suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 163/3 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/11/2019 tarihli ve 2016/490 esas, 2019/1350 sayılı kararı ile aynı suçtan adı geçen sanığın 5237 sayılı Kanun’un 163/3 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2017 tarihli ve 2016/463 esas, 2017/1603 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 25/06/2022 gün ve 94660652-105-55-13395-2020- Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18/07/2022 gün ve 2022/96829 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    Dosya kapsamına göre,
    1-Sanığın farklı tarihlerde elektrik kablosunu direkt bağlayarak sayacı devre dışı bırakmak suretiyle karşılıksız elektrik kullanması şeklinde gerçekleştirdiği eyleminden dolayı, ... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2017 tarihli ve 2016/463 esas, 2017/1603 sayılı kararı ile mahkûm edildiği, bu eylemin suç tarihinin 24/11/2015, iddianame tarihinin ise 24/02/2016 olduğu, anılan dosyanın istinaf edilmeksizin kesinleştiği, yine aynı sanık hakkında ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/11/2019 tarihli ve 2016/490 esas, 2019/1350 sayılı kararı ile mahkûmiyetine hükmedildiği ve anılan dosyada suç tarihinin 08/02/2016, iddianame tarihinin ise 26/05/2016 olduğu, her iki suçun da 24/02/2016 tarihli ilk iddianamenin düzenlenme tarihinden önce işlendiği ve hukuki kesinti olmadığı, anılan iki dosyada da sanığın üzerine atılı eylemlerin aynı mahiyette olduğu ve suç tarihlerinin yakınlığı dikkate alınarak, bu eylemlerin bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlendiği anlaşıldığından, dosyaların birleştirilmesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden,

    2-Suça konu gerçek kullanım miktarını belirlemek amacıyla, kaçak elektrik tespit tutanağına konu yerde ne zamandan beri oturulduğunun, kaçak ya da usulsüz kullanımın ne zaman başladığının gerekirse komşu, mülk sahibi gibi tanıklara da sorulması, kolluk araştırması, MERNİS, sabit-cep telefonu abonelik ve adresleri gibi araştırmalar ile kesin olarak saptanması, sanık halen suça konu yerde, oturuyor ise; keşif yapılıp elektrikle çalıştırılan cihazlardan hareketle tespit edilecek kurulu güce veya tüketim ihtiyacına göre, oturmuyor ise; itilafsız aynı dönemdeki tüketim miktarına göre veya aynı yörede bulunan benzer kullanım yerlerine göre, suç tarihine kadar tüketilmesi gereken elektrik miktarının ve vergiler dahil cezasız usulsüz elektrik kullanım bedelinin tespitine yönelik yeterli içerik ve nitelikte bilirkişi raporu alınması ve kurum zararının soruşturma aşamasında ödenmesi halinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 168/5. fıkrası gereğince kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, her iki dosya için de normal tarifeye göre vergili ve cezasız gerçek zarar miktarı tespit edilip, sanığın bu miktarı şikâyetçi kuruma ödemesi halinde hakkında dava açılmayacağına dair bir bildirimde bulunulmadan yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    1-Sanık ...’in farklı tarihlerde elektrik kablosunu direkt bağlayarak sayacı devre dışı bırakmak suretiyle karşılıksız elektrik kullanması şeklinde gerçekleştirdiği eyleminden dolayı, ... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2017 tarihli ve 2016/463 esas, 2017/1603 sayılı kararı ile mahkûm edildiği, bu eylemin suç tarihinin 24/11/2015, iddianame tarihinin ise 24/02/2016 olduğu, anılan dosyanın istinaf edilmeksizin kesinleştiği, yine aynı sanık hakkında ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/11/2019 tarihli ve 2016/490 esas, 2019/1350 sayılı kararı ile mahkûmiyetine hükmedildiği ve anılan dosyada suç tarihinin 08/02/2016, iddianame tarihinin ise 26/05/2016 olduğu, her iki suçun da 24/02/2016 tarihli ilk iddianamenin düzenlenme tarihinden önce işlendiği ve hukuki kesinti olmadığı, anılan iki dosyada da sanığın üzerine atılı eylemlerin aynı mahiyette olduğu ve suç tarihlerinin yakınlığı dikkate alınarak, bu eylemlerin bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlendiği anlaşıldığından, dosyaların birleştirilmesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    2-6352 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı TCK'nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “Bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararı soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan TCK'nın 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında katılan kurumun 24/11/2015 ve 08/02/2016 tarihli kaçak elektrik tespit tutanaklarına dayanarak oluşan toplam zararının tamamen karşılanması halinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek sanık hakkında CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceği nazara alınarak, somut olayda yapılması gerekenin, sanık tarafından yapılmış bir ödeme varsa bunun miktarı müşteki kurumdan sorulup ödediği toplam miktarın bilirkişiye hesaplattırılan 24/11/2015 ve 08/02/2016 tarihli kaçak elektrik tespit tutanaklarına göre hesaplanan toplam vergili ve cezasız gerçek zararını karşılaması durumunda sanık ... hakkında CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerektiği, ödeme yapılmaması veya yapılan ödemenin zararı karşılamaması durumunda ise yargılamaya devamla dosyadaki delillere göre hüküm kurulacağı ihtarı ile makul süre verilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması nedenleriyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (...) 1. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 14.11.2019 tarihli ve 2016/490 E., 2019/1350 K. ve (...) 5. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 27.11.2017 tarihli ve 2016/463 E., 2017/1603 K. sayılı kararların, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 05/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara