Esas No: 2022/8374
Karar No: 2022/16440
Karar Tarihi: 10.10.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/8374 Esas 2022/16440 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2022/8374 E. , 2022/16440 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi, hırsızlık, mala zarar verme, iş yeri dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I- Sanık ... hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK'nın 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun ile değişik 231/12. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlar itirazı kabil kararlardan olup, temyizi mümkün olmadığından sanığın temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile itirazın merciince incelenmesi için dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
II- Sanık ... hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu, sanık ... hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçları, sanık ... hakında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (Bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, sanık ...'ün yokluğunda verilen hükmün doğrudan adres kayıt sistemindeki adresinde, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılan 29.01.2015 tarihli karar tebliği işleminin geçersiz olması karşısında, sanık ... müdafiinin temyiz isteminin öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilerek, yapılan incelemede;
1. 24.10.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanığın eylemine uyan TCK'nın 165/1. maddesinde düzenlenen suçun uzlaşma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanık ...'ün hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2. 5237 sayılı TCK'nın 142. maddesinde 6545 sayılı Kanun'un 62. maddesi ile yapılan ve 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik uyarınca, sanıklar ... ve ...’a yüklenen TCK'nın 142/2-h, 143. maddelerinde öngörülen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırının 5 yıldan fazla olması ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2021 tarihli, 2021/35 E., 2021/473 K. sayılı kararı dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK'nın 150/3. maddesi uyarınca sanıklar ... ve ...’a zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devam edilerek aynı Kanun’un 188/1 ve 289/1-e maddelerine aykırı davranılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
3. Sanık ...’ın hüküm tarihinde aynı yargı çevresi içerisinde bulunan ... E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka bir suçtan hükümlü olduğunun, UYAP kayıtlarından anlaşılması karşısında; sanığa duruşmadan bağışık tutulmak isteyip istemediği sorulmadan ve bu hususta bir karar alınmadan, hükmün açıklandığı 22.10.2015 tarihli duruşmada hazır edilmeden hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle, 5271 sayılı CMK'nın 193. ve 196. maddelerine aykırı olarak savunma hakkının kısıtlanması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... ile sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sanıklar ... ve ... hakkında diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10.10.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.