Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/998 Esas 2020/2016 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/998
Karar No: 2020/2016
Karar Tarihi: 11.06.2020

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/998 Esas 2020/2016 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2017/998 E.  ,  2020/2016 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine yapılan icra takibine usulsüz tebligat nedeniyle itiraz edemediklerini, takibe dayanak faturadaki kadar borcu olmadığını Didim Asliye Hukuk 2012/28 D. İş dosyası ile tespit ettirdiğini,taş döşeme işinin piyasanın iki katı fiyatına yaptırıldığını, genel kurul kararı olmadan üyelere ek yükümlülükler getirilemeyeceğini, ileri sürerek takibe konu fatura bakımından 5.951,00 TL haricinde borçlu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, talep edilen bedelin genel kurul kararıyla yapılan iş olduğunu, yapılan işlemlerin genel kurul kararlarına uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre, davalı kooperatifin konut teslimi ve konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat işleri yönünden KDV’den muaf olduğu,dava dışı şirkete yaptırılan işin inşaat işi olup davacının bu şirketin düzenlediği faturadaki KDV miktarından sorumlu bulunmadığı, kooperatif üyesi olan davacıya ait dış cephe taş yapım işinin itiraz edilmeksizin kesinleşen ve davacı içinde bağlayıcı olan genel kurul kararına dayalı olarak yaptırıldığı, işin niteliği ruhsat tarihi ve 3065 sayılı Yasa"nın geçici 15 ve 28. maddeleri uyarınca işin KDV’den muaf olduğu, bu şekilde davacının dava konusu faturaya dayalı olarak icra takip tarihi itibariyle davalıya 10.500,00 TL asıl, 1.118,25 TL işlemiş faiz olmak üzere 11.628,25 TL borçlu olduğu, 18.601,99 TL takip bedelinden düşüldüğünde 6.973,74 TL borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibe dayanak 29.11.2011 tarihli fatura nedeniyle 6.973,74 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2- Mahkemece, hükmün gerekçesinde davacının dava konusu faturaya dayalı takip sebebiyle asıl alacak ve faiz borcundan borçlu olduğu miktar belirtilmiş ise de hüküm fıkrasında davacının borçlu olmadığı miktar yönünden asıl alacak ve faiz miktarı ayrı ayrı belirtilmeden hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın “HÜKÜM” bölümünün (1) no.lu bendinde yer alan “...dosyası ile yürütülen takibe dayanak 29/11/2011 tarihli fatura nedeniyle 6.973,74 TL borçlu olmadığının tespitine” ibaresinin çıkarılarak yerine “... dosyasında asıl alacağın 2.328,96 TL’sinden, işlemiş faizin 4.654,78 TL’sinden borçlu olmadığının tespitine, asıl alacağa yasal faiz işletilmesine” ibaresinin hüküm fıkrasına yazılarak kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcın talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı harcın davalıdan alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 11.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara