Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/7703 Esas 2015/6089 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/7703
Karar No: 2015/6089
Karar Tarihi: 22.10.2015

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/7703 Esas 2015/6089 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2015/7703 E.  ,  2015/6089 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : KYB - 2015/156893

    1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun"a muhalefet suçundan sanıklar M.. K.., N.. K.., İ.. K.., Z.. Ç.., H.. K.., B.. K.. ve F.. B.."ın, 1219 sayılı Kanun"un 41, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 62 ve 52/2. maddeleri gereğince ayrı ayrı 1 yıl 3 ay hapis ve 820,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmalarına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince ayrı ayrı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Erzurum 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/09/2014 tarihli ve 2006/223 Esas, 2014/424 karar sayılı kararına karşı sanık F.. B.. tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/12/2014 tarihli ve 2014/952 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 28/04/2015 gün ve 27741 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/05/2015 gün ve KYB. 2015-156893 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
    Anılan ihbarnamede;
    Erzurum 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/09/2014 tarihli ve 2006/223 Esas, 2014/424 sayılı kararma ilişkin kısa kararda sanıkların eylemlerine uyan 1219 sayılı Kanun"un 41. maddesi gereğince belirlenen ceza üzerinden, eylemlerinin teşebbüs aşamasında kaldığından bahisle 5237 sayılı Kanun"un 35. maddesi gereğince cezalarından takdiren 1/2 oranında indirim uygulanarak yine belirlenen bu ceza üzerinden aynı Kanun"un 62 ve 52/2. maddelerinin uygulanması neticesinde ayrı ayrı l"er yıl 3"er ay hapis ve 820,00"şer Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği anlaşılmakla birlikte, iddianamede sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanun"un 35. maddesinin uygulanmasının istenmemesi, mahkemenin kovuşturma aşamasında sanıklar hakkında anılan Kanun"un 35. maddesinin uygulanma ihtimaline binaen ek savunma hakkı vermemesi, gerekçeli kararda eylemin teşebbüs aşamasında kaldığına ilişkin bir kabulün de bulunmaması, yine gerekçeli kararda sanıklar hakkında anılan Kanun"un 35. maddesi gereğince indirim yapılmaması karşısında, sanıklar hakkında hükmolunan cezalarının gerekçeli kararda yer aldığı şekliyle kabul edilmesi gerektiği düşünülerek yapılan incelemede,
    Dosya kapsamına göre,
    1-Sanıklar M.. K.., N.. K.., İ.. K.., Z.. Ç.., H.. K.. ve B.. K.. haklarındaki Erzurum 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/09/2014 tarihli ve 2006/223 Esas, 2014/424 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede, sanıklar haklarında 1219 sayılı Kanun"un 41. maddesi gereğince ayrı ayrı belirlenen 3"er yıl hapis ve 100"er gün adli para cezası üzerinden 5237 sayılı Kanun"un 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapıldığında ayrı ayrı 2"şer yıl 6"şar ay hapis ve 83"şer gün adli para cezasına hükmedilip belirlenen gün adli para cezasının da günlüğü 20,00 Türk Lirası üzerinden adli para cezasına çevrilmesi halinde sanıkların neticeten ayrı ayrı 2"şer yıl 6"şar ay hapis ve 1.660,00"şar Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiği, bu haliyle sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanma şartlarının oluşmadığı gözetilmeksizin, yazılı şekilde ayrı ayrı 1’er yıl 3’er ay hapis ve 820,00’şer Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verilerek ayrı ayrı hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde;
    2-Sanık F.. B.. hakkındaki Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/12/2014 tarihli ve 2014/952 değişik iş sayılı kararı yönünden yapılan incelemede, sanık hakkında 1219 sayılı Kanun"un 41. maddesi gereğince belirlenen 3 yıl hapis ve 100 gün adli para cezası üzerinden 5237 sayılı Kanun"un 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapıldığında ayrı ayrı 2 yıl 6 ay hapis ve 83 gün adli para cezasına hükmedilip belirlenen gün adli para cezasının da günlüğü 20,00 Türk Lirası üzerinden adli para cezasına çevrilmesi halinde sanığın neticeten 2 yıl 6 ay hapis ve 1.660,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği, bu haliyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanma şartlarının oluşmadığı gözetilmeksizin, yapılan itirazın kabulü yerine, reddine karar verilmesinde; İsabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
    Olağanüstü kanun yolu olan ve öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozmanın amacı hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararların Yargıtay’ca incelenmesini, buna bağlı olarak da kanunların uygulanmasında ülke sathında birliğe ulaşmak, hakim veya mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkları toplum ve birey açısından hukuk yararına gidermektir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.06.2010 gün ve 2010/102-135 sayılı, 06.04.2010 gün ve 2010/76-77 sayılı ile 03.02.2009 gün ve 2009/13-12 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, hükmün içeriğindeki hukuka aykırılıklar ancak hükmün hukuken varlık kazanması halinde olağan ve olağanüstü yasa yolları denetimine konu olabileceğinden, henüz hukuken varlık kazanmayan bir hükmün ne olağan ve ne de olağanüstü yasa yolu denetimine konu olması mümkün değildir. CMK"nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara yönelik itirazı inceleyen merci tarafından, delillerin değerlendirilmesi, suçun sübutunun ve niteliğinin belirlenmesi ya da henüz açıklanmayan hükmün içeriğindeki hukuka aykırılıkların denetlenmesi olanaklı değildir. Ancak suça ve sanığa ilişkin objektif uygulama koşullarının var olup olmadığının incelenmesi zorunludur.
    Bu itibarla; açıklanması geri bırakılan mahkumiyet hükmünün, hükmün açıklanması, düşme kararı verilmesi veya yeni bir mahkumiyet hükmünün tesisinden sonra temyiz incelemesine konu olabileceği ve temyiz yasa yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde ise, koşulları bulunduğu taktirde kanun yararına bozma yolu ile incelenebilme olanağının mevcut olduğunun anlaşılması karşısında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği hallerde açıklanmayan hükmün içeriğine dahil bulunan hukuka aykırılıkların, kanun yararına bozma yoluyla denetlenmesi olanağının bulunmaması nedeniyle yerinde görülmeyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, 22/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara