Esas No: 2021/1123
Karar No: 2022/16742
Karar Tarihi: 12.10.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/1123 Esas 2022/16742 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2021/1123 E. , 2022/16742 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mala zarar verme, tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ...’in 04/03/2016 tarihli temyiz isteminin Mahkemenin 16/02/2016 tarihli kararında, kendi hakkında mala zarar verme ve tehdit suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik olduğu; sanık ...’in 04/03/2016 tarihli temyiz isteminin Mahkemenin 16/02/2016 tarihli kararında, kendi hakkında mala zarar verme suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara yönelik bulunduğu tespit edilerek; Mahkemenin 16/02/2016 tarihli kararında, sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği, sanık ...’in itirazı üzerine, itiraz mercii tarafından yapılan inceleme neticesinde, sanık ...’in itirazının kabulüne ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kaldırılmasına karar verildiği, Mahkemenin 09/03/2016 tarihli ek kararında, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan TCK’nın 151/1, 62. maddeleri uyarınca doğrudan 2.000,00 TL adli para cezasına kesin olarak hükmedildiği belirlenerek yapılan incelemede;
I- Sanık ... hakkında Mahkemenin 16/02/2016 tarihli kararında mala zarar verme suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararına ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, 5271 sayılı CMK'nın 231/12. maddesi uyarınca itiraza tabi olduğu, bu kararın temyizinin mümkün olmadığı, dosya üzerinden ve UYAP’tan yapılan incelemede, sanık hakkında mala zarar verme suçuna ilişkin olarak itiraz mercii olan Sinop Ağır Ceza Mahkemesinin 08/03/2016 tarihli, 2016/116 D. İş sayılı kararıyla itirazın incelenerek sonuçlandırıldığı anlaşıldığından, dosyanın incelenmeksizin isteme aykırı olarak mahalline İADESİNE,
II- Sanık ... hakkında Mahkemenin 16/02/2016 tarihli kararında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde;
14/04/2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 31/03/2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3.000,00 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından sanığın temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE,
III- Sanık ... hakkında Mahkemenin 16/02/2016 tarihli kararında tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde öngörülen hak yoksunlukları uygulanırken, 15/04/2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Suç tarihinde TCK'nın 106/1-1. maddesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaşma kapsamında olmadığı, ancak hükümden sonra 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik CMK’nın 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanığın eylemine uyan TCK'nın 106/1-1. maddesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alındığı nazara alınarak, tehdit suçundan uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2- Sanıklar...ve ...’in ifadelerinde, suç tarihinde kız kardeşleri olan...nın evine ziyaret amacıyla geldikleri sırada apartmanda üst katta oturan katılan sanık ...’ün bağırarak kendilerine küfür ettiğini beyan etmeleri karşısında, olayın gelişimi ve tüm dosya kapsamına göre, sanık ... hakkında tehdit suçundan hüküm kurulurken TCK'nın 29. maddesinde yer alan haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 12/10/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.