Tebliğname No : KYB - 2015/172346

6831 sayılı Orman Kanunu"na aykırılık suçundan sanık M.. D..’in, anılan Kanun"un 108/2 ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 59/1,2. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 180,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Kandıra Sulh Ceza Mahkemesinin 15/01/2009 tarihli ve 2003/540 Esas, 2009/11 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresinde yeniden suç işlemesi sebebiyle hükmün açıklanarak sanığın, 6831 sayılı Kanun"un 108/2, 765 sayılı Kanun"un 59/1,2, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 50/1-a ve 52/2-4 maddeleri uyarınca 6.180,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Kandıra Sulh Ceza Mahkemesinin 26/12/2011 tarihli ve 2011/733 Esas, 2011/1213 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 11/05/2015 gün ve 29994 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/06/2015 gün ve KYB.2015-172346 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre;
1-Sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemiş olması nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un 231/11. maddesi uyarınca sadece hükmün açıklanmasıyla yetinilmesi gerekirken, hapis cezasının 5237 sayılı Kanun"un 50 ve 52. maddeleri uyarınca paraya çevrilmesinde,
2-Sanık hakkında takdiri indirimin 765 sayılı Kanun"un 59/1,2. maddesi ile yapıldığı ve suç tarihi itibariyle 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanun"un 4. maddesi ile yapılacak uygulamanın sanık lehine olduğu halde, karma uygulama yapılarak belirlenen hapis cezasının 5237 sayılı Kanun"un 50 ve 52. maddeleri gereğince paraya çevrilmesinin yanı sıra hapisten çevrilen para cezası ile doğrudan verilen para cezasının toplanmasına karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Kanun yararına bozulması talep edilen mahkumiyet hükmüne ilişkin hükmün esasını oluşturan kısa kararda yasa yolu gösterilirken, sanığın, yüzüne karşı verilen kararda, karara karşı hükmün tefhim tarihinden itibaren 7 gün içerisinde Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde itiraz yolunun açık olduğu belirtilip kanun yolunun ve merciin yanlış gösterilmesi suretiyle yanıltıldığı ve sanığa yasa yolu, süresi, mercii ve başvuru şeklinin açıkça gösterildiği meşruhatlı tebligatında gönderilmediği cihetle, hükmün kesinleşmediğinin anlaşılması karşısında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, 22/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.