Esas No: 2015/1933
Karar No: 2015/5950
Karar Tarihi: 21.10.2015
213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/1933 Esas 2015/5950 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 11 - 2013/333936
MAHKEMESİ : Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/09/2013
NUMARASI : 2013/41 (E) ve 2013/441 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, vergi tekniği raporunda faturaların varlığından söz edilmesine rağmen dosya içine konulmadığının anlaşılması karşısında; suça konu faturaların onaylı suretleri getirtilip incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığı tespit edilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik kovuşturma ile yetinilerek mahkumiyet kararı verilmesi,
2- 08.01.2013 tarihli iddianame ile sanık hakkında vergi suçu raporu ve mütalaaya uygun olarak "2008,2009,2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek" suçlarından dava açıldığı, her takvim yılındaki eylemler ayrı suçları oluşturduğu gibi aynı yılda birden fazla fatura düzenlenmesi nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, hangi takvim yılından hüküm kurulduğu da belirtilmeksizin yazılı şekilde tek suçtan mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye kısmen uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, CMUK"nın 326/son maddesi gereğince cezada kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.