Esas No: 2015/13021
Karar No: 2015/5856
Karar Tarihi: 20.10.2015
5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/13021 Esas 2015/5856 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 7 - 2013/171760
MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/11/2011
NUMARASI : 2010/688 (E) ve 2011/488 (K)
SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanığın savunmalarında işyerinde 2. el kitap satıldığını ve yakalanan bandrolsüz kitapların da 2. el kitap olduğunu beyan etmesi karşısında, suça konu kitapların 2. el olup olmadığı ve bandrol yapıştırılmasının zorunlu bulunup bulunmadığı araştırılmadan eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
2- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplum olduğu cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylem nedeniyle sanık hakkında Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.09.2011 tarih ve 2010/85 Esas, 2011/368 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2015/5038 Esasında kayıtlı dava dosyasının da mevcut bulunduğunun anlaşılması karşısında;
Anılan dosyanın getirtilip incelenerek birleştirilmesi, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddanamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
3- Kabul ve uygulamaya göre de;
5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde düzenlenen "suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi" ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK"nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı Kanunun 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında; "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir." denilmektedir.
Bu ilkeler çerçevesinde her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi gerekir. Dosya kapsamından katılanın 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık nedeniyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit edilebilecek zarar niteliğinde olmadığı ve dosyaya yansıyan katılanın tespit edilmiş bir zararı bulunmadığı gözetilmeden mahkemece "katılanın zararını gidermediği dikkate alınarak olumlu kanı oluşmadığından” bahisle sanık hakkında CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 20.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.