Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/11249 Esas 2015/5539 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/11249
Karar No: 2015/5539
Karar Tarihi: 13.10.2015

Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/11249 Esas 2015/5539 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2015/11249 E.  ,  2015/5539 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 7 - 2012/320902
    MAHKEMESİ : Samsun 3. Asliye Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 18/10/2012
    NUMARASI : 2011/552 (E) ve 2012/1254 (K)
    SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Sanık P.."nin mülkiyeti kendisine ait olan iş yerini mülkiyet hakkına dayalı olarak diğer sanığa kiraladığı, kira sözleşmesinde veya sözleşmeye ilişkin hususi şartlarda sanık Paşali"nin marka hakkını devrettiğine veya kiraladığına ilişkin bir madde bulunmadığı, sanık Esra"nın aşamalardaki beyanlarında “sadece dükkanı kiraladığını, D.. markası ile ilgili olarak diğer sanıkla devir veya kira sözleşmesi yapmadıklarını” beyan etmesi karşısında,sanık P.. A.. marka hakkını sattığına, devrettiğine, kiraladığına veya izinsiz olarak kullandırdığına dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmamasına rağmen sanık hakkında beraat kararı verilmesi yerine yasal olmayan gerekçe ile mahkumiyetine karar verilmesi,
    Kabule göre de;
    1- 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde düzenlenen "suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi" ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK"nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı Kanunun 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında; "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir." denilmektedir.
    Bu ilkeler çerçevesinde her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi gerekir. Dosya kapsamından katılanın marka hakkının ihlali suretiyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit edilebilecek zarar niteliğinde olmadığı ve dosyaya yansıyan katılanın tespit edilmiş bir zararı bulunmadığı gözetilmeden mahkemece "sanıkların müdahil firmanın zararını karşılamadığı” gerekçesiyle sanıklar hakkında CMK 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    2- Katılan vekili lehine hükmedilen vekalet ücreti ile yargılama giderinin sanıklardan eşit olarak değil müteselsilen tahsiline karar verilmesi,
    3- Suç tarihinde 65 yaşını doldurmuş bulunan ve adli sicil kaydında sabıkası bulunmayan sanık P.. A.. hakkında TCK 50/3 delaletiyle 50/1-a maddesinin uygulanmaması,
    Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafiilerinin ve katılan vekilinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünceye yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 13/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara