6831 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/9027 Esas 2015/5479 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/9027
Karar No: 2015/5479
Karar Tarihi: 13.10.2015

6831 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/9027 Esas 2015/5479 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2015/9027 E.  ,  2015/5479 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 3 - 2013/383145
    MAHKEMESİ : Ayancık(Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 07/10/2013
    NUMARASI : 2013/9 (E) ve 2013/368 (K)
    SUÇ : 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Suç zaptı, keşif ve bilirkişi raporlarına göre, sanığın arazi kadastrosunda orman vasfıyla tescil harici bırakılan ve orman sayılan yerlerden olan dava konusu yerde evine su getirmek için toprağı kazarak boru döşediğinin anlaşılmasına göre; eylemin 6831 sayılı Kanun"un 93/1 maddesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde sanığın beraatine karar verilmesi,
    Kanuna aykırı ve katılan vekilinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 13.10.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Sanığın 1990 yılında orman içinden su çıkarıp, 1500 metrelik bir boru ile evine getirilerek bir kısmını kendi evine aldığı, kalanını da köylünün kullanımı için köy meydanına bıraktığı olayda,
    Sanık aşamalardaki tüm savunmalarında, suyu getirdiği tarihte köyde köy içme suyu tesisi bulunmadığı için Orman İdaresi görevlilerinden izin almak suretiyle, orman içerisinde beş santim kadar toprağı kazıp boru döşemek suretiyle ihtiyacı için evine su getirdiğini, fazlasını köylülerin ihtiyacına sunduğu, hayvanların ve insanların bu sudan istifade ettiğini, suyun çıktığı yerde de vahşi hayvanlar için küçük bir su yalağı yaptığını ifade etmiştir.
    Sanığın sözlü izin aldığına ilişkin savunması, fiil tarihi itibarıyla olayın geçtiği yerde orman işletme şefi olarak görev yapan tanık A.. A.. tarafından doğrulanmış, sanığı hatırlamadığını, ancak ticari amaç taşımayan ve insan ve diğer canlıların istifade edebileceği çeşme vs. için kendilerinden bu tür izin isteyen herkese şifahen izin verdiklerini bildirmiştir.
    Öte yandan, 6831 S.K.nun 93. maddesinin gönderme yaptığı 17. maddesinde sanığın eylemine karşılık gelen doğrudan düzenleme yoktur. Küçük çaptaki bir su borusunun toprak altına beş santimlik bir kazı ile yerleştirilmesinde işgalden söz edilemez. Aksine bu küçük çaplı kazı bir tür çapalama olduğundan orman örtüsünün gelişmesine katkı dahi verecektir. Nitekim bilir kişi raporunda herhangi bir şekilde orman örtüsünün ortadan kalkmadığı, kazıya ilişkin bir belirtinin bulunmadığı belirtilmiştir. Herhangi bir zarar doğurmayan hiç bir eylem suç olarak yorumlanamaz.
    Sonuç olarak, olayda sanığın suyu yalnızca kendisi için getirmediği, vahşi hayvanları dahi düşündüğü gözetildiğinde, vakıf ve hayır geleneğine sahip bir toplumun ferdi olan, dönemin orman şefinden sözlü onay da aldığı anlaşılan sanığın suç kastı bulunmadığı gibi, yasanın 17. maddesinde belirtilen anlamda bir işgal söz konusu olmadığından, sayın çoğunluğun mahkumiyet hükmü kurulması gerektiğine ilişkin bozma görüşüne katılmıyoruz.

    Hemen Ara