Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/11606 Esas 2015/5348 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/11606
Karar No: 2015/5348

Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/11606 Esas 2015/5348 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2015/11606 E.  ,  2015/5348 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 7 - 2013/33995
    MAHKEMESİ : Osmaniye 3. Asliye Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 27/11/2012
    NUMARASI : 2012/417 (E) ve 2012/1039 (K)
    SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1- 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen "suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi" ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK’nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı Kanunun 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında; "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir." denilmektedir.
    Bu ilkeler çerçevesinde her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi gerekir. Dosya kapsamından katılanın marka hakkının ihlali suretiyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit edilebilecek zarar niteliğinde olmadığı ve dosyaya yansıyan katılanın tespit edilmiş bir zararı bulunmadığı gözetilmeden mahkemece "sanığın müdahil tarafın zararını karşılamadığı" gerekçesiyle sanık hakkında CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    2)Marka sahibinin müdahilliğine karar verilmesi gerekirken vekilin müdahilliğine karar verilmesi,
    3) 5237 sayılı TCK"nın 51/7. maddesinde "hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin" belirtilmesi karşısında, mahkemece infazı da kısıtlayacak şekilde "denetim süresi içinde herhangi bir suç işlemesi halinde sanığın ertelenen cezasının aynen infazına" karar verilmesi,
    4) TCK"nın 53/4. maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında anılan maddenin 1. fıkrasında belirtilen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı, sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara